Eşyamızı, giysilerimizi değiştirirken ruhlarımızı da değiştirmişti; her şey yalan, her şey sahte, her şey taklit oldu. Saadet uzak bir hayale yetişilmez bir hülyaya dönüştü. Âdetlerimizle beraber sevinçlerimiz de söndü. Şimdi şaşkın ve acıyla kıvranan bir nesil... Her şeyden nefret eden, her şeyi fena göre, karanlık gören, berbat, hasta tedavisi imkânsız bir nesil, ah, şimdiki hasta ve veremli çevre...