Dostoyevski, uçurumlardan çıkan unutulmaz sözler bakımından zengindir. Bunlar ihtişamsız ve açıklıktan uzaktırlar; fakat iki mağara arasındaki derin bir su toplantısı gibi; denizin saf derinliği, bulutları ve yıldızlariyle geniş bir akşam seması içinden bakarlar.
Onların sevdikleri Dostoyevski, "İnsancıklar" muharriri olarak kendilerine benzeyendir; hakikî Dostoyevski, onları görünce kusar.
Reklam
Talebe yahut zindan mahkûmu, mahpushanede, Sibiryada, tavan arasından tavan arasına gezerken kitapları daima onunla beraberdi. İncil, Shakespeare, Shiller, Racine, Dante, Puşkin. Dostlarından para istemediği zaman, kitap göndermeleri için yalvarır.
Zındanda iken hapishaneleri ziyaret eden dindar bir kadın ona bir İncil hediye etti. Hakikî Dostoyevski'nin tarihi buradan başlar. İncili her vakit hararetle okumuş, fakat ruhunun, kitabı tefsir etmesine müsaade etmemişti. Gönül, tanrısal bir metin keşfeden bir münakaşa hakemidir.
Dostoyevski, ruhların gizliliğini hudutlandıran intibaların ve hislerin tahlili ile ruhların en gizli tarafına dokunur.
Iztırap bu adamın bütün çizgilerinin arkasındadır. Dostoyevski'nin yüzü, gülerse bir maskedir. Fakat adaleleri rahatlıkta iken, düşündüğü zaman, Dostoyevski'nin yüzü, içe dönük bir başka yüzün gölgede belirmiş aksidir.
Reklam
90 öğeden 121 ile 90 arasındakiler gösteriliyor.