"Reytinge feda edilen toplum, takipçi sayısına feda edilen gençlik, lüks yaşam için satılan ruhlar bugün televizyonlardaki film, dizi, programlarla, sosyal medyadaki videolarla, paylaşımlarla zehirleniyorlar. En kötüsü de zehirlendigimizi fark etmiyoruz."
Sanat canınızı kurtarmaz ama kesinlikle varoluşunuzu kurtarır, sizi yaşarken ölmekten kurtarır! Çünkü insan takipçi değil, keşifçi olarak tasarlanmış bir organizmadır.
Reklam
Sertaç Abi'nin kaç abonesi var? Yüz bin. Senin dediğin YouTuberın abonesi kaç? Bir milyon. O zaman o daha çok biliyor. Bilirkişi olma ölçütü takipçi sayısına göre belirlenmiş oluyor günümüzde. Eski zamanlardaki "Benim babam senin babanı döver!" mantığı değişti.
Dijital dünya her kafadan bir sesin çıktığı dünyadır. Siz kendi değer yargılarınıza göre bu seslerin olumsuz olanlarını kendi içinizde susturup olumlu sesleri çoğaltarak yolunuzu çizmek durumundasınız. Bu konuyu bir anlayalım önce! Dijital dünya sürekli birbirine zıt fikirlerin çarpıştığı, eline telefon alan herkesin her konuda fütursuzca yorum yapabildiği, takipçi sayısına göre "bilirkişi" unvanı alabildiği, kişilerin abone sayısı arttıkça kitlesel etkisinin de arttığı bir mecradır.
"Teknolojik cihazlarımızda veya sahte bir sosyal medya dünyasında saklanarak gerçek hayatlarımızdan ve gerçek ilişkilerimizden koparıyoruz kendimizi. Ve bir nevi sosyal kabulün verdiği anlık ve geçici dopamin hücumuna bağimlı hale geliyoruz. Hayatımızın mahrem yönlerini, sosyal medyada yorum, övgü, beğeni almak ve takipçi kazanmak için paylaşmaya başlıyor hatta hiç tanımadığiımız birileri tarafindan görülmeye bekliyoruz. Hal böyle olunca da daha da yalnızlaşıyoruz.
…Sosyal medyadan kaptığımız mesajın ne olduğunu ve basılı kitaplardan kaptığımız mesajdan ne farkı olduğunu düşündürdü bunlar bana. Önce Twitter'ı düşündüm. Twitter'a giriş yaptığınızda -Donald Trump da olsanız, Bernie Sanders da olsanız, Bubba the Love Sponge da olsanız- o mecra üstünden aldığınız ve takipçilerinize gönderdiğiniz bir
Reklam
Sosyal medya basit tanımıyla vatandaş gazeteciliği demek. Kendi medyasında bir şeyler paylaşmak, özelini açmak daha çok takipçi getiriyor. Kendi medyasını diğer medyalardan ön plana çıkarmak için aykırı şeyler paylaşmak cazip geliyor. Herkes bir şeyleri ispatlama derdine düşüyor; kimileri daha mutlu olduğunu göstermek istiyor, kimileri başarılı olduğunu vurgulamak istiyor. Aslında herkes olduğunu değil olmak istediğini sergiliyor, ortaya özel hayatlar saçılıyor. Her yerde her zaman ölçü kaçmamalı, sosyal medya için de bu geçerli.
Sayfa 40 - Motto yayınları, Said ErcanKitabı okudu
Dünya kar­maşık bir yer ve anlaşılması için odaklanma gerekiyor; yavaş yavaş düşünülmesi ve kavranması gerekiyor; en önemlisi de, doğrular ilk ifade edildiklerinde rağbet görmezler. Kendi hayatımda Twitter'da -takipçi sayısı ve retweet'ler bakımından- en başarılı olduğum za­manların insan olarak en işe yaramaz olduğum zamanlara karşılık geldiğini fark ettim
Sayfa 89
Aynının terörü bugün hayatın her alanına tesir etmektedir. İnsan hiçbir deneyim yaşamadan her yere seyahat eder. Bir kavrayışa ulaşmadan her şey hakkında malumat edinir. Bilgiye erişmeden enformasyon ve veri biriktirir. Serüven ve heyecan peşinde koşar ama hep aynının içinde kalır. İnternette arkadaş ve takipçi toplar ama asla bir başkasıyla karşılaşmaz. Sosyal medya, toplumsalın mutlak sıfır derecesini temsil eder.
Sayfa 9
781 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.