Mihnet -keş-i bar-ı mahşerim ben, Mevta gibiyim mu'ammerim ben! Ya Rab onu sen elimden aldın, Aldın onu lakin isterim ben...!
Makber
Eyvâh! .. Ne yer, ne yâr kaldı, Gönlüm dolu âh ü zâr kaldı. Şimdi buradaydı gitti elden, Gitti ebede gelip ezelden. Ben gittim o hâksâr kaldı, Bir kûşede târumâr kaldı. Bâkî o, enîs–i dilden eyvâh! 
Reklam
Ah. Senin derman olmadığın derde ilaçtan şifa mı gelecek? Birkaç kişinin açtığı yaraları kapamaya bir kişinin nasıl iktidarı olsun. Bin sebeple vücuda gelen bir illet, bir sebeple vücuttan gider mi? Bir orduya bir nefer nasıl karşı dursun? Karşı dursun galebe eder mi?
Sayfa 174 - İçli KızKitabı okudu
Bilmem ne söyleyim ölümün bir kerameti; Kabr olmasaydı biz koparırdık kıyameti.
Abdülhak Hamîd Tarhan, harf inkılâbından sonra ismi “Hamit” diye yazılmaya başlayınca dostlarına dert yanarmış: “Âhir ömrümüzde ismimizin sonuna ‘ham’ bir de ‘it’ getirdiler.”
Sayfa 69 - KETEBE YAYINLARIKitabı okudu
Uzadıkça kısalan şey nedir? Ömürdür. [ABDÜLHAK HAMİD TARHAN, 1852-1937)
Reklam
174 öğeden 161 ile 170 arasındakiler gösteriliyor.