'Hamit' değil "Hamid"
Gelelim meseleye. Hatta gelmeden önce yanlış bir yoruma mahal vermemek için niçin Sadettin değil de Sa'düddin dediğimi izah etmeliyim. Celal Hoca oğluna böyle seslenirmiş: Sa'düddin. Hoca merhum biliyor tabii: lisanı, manayı, aradaki üç harfle neyin nerelere kurban gittiğini. Onun için oğlunun ismini bu şekilde telaffuz ediyor. Osmanlı bakiyesi zevat her şeyiyle ayrı bir güzel... Abdülhak Hamîd Tarhan, harf inkılabından sonra ismi 'Hamit' diye yazılmaya başlayınca dostlarına dert yanarmış: "Âhir ömrümüzde ismimizin sonuna bir ham bir de 'it' getirdiler"
Eyvâh! .. Ne yer ne yâr kaldı, Gönlüm dolu âh ü zâr kaldı. Şimdi buradaydı gitti elden, Gitti ebede gelip ezelden.
Reklam
ABDÜLHAK HAMİD TARHAN / Makber
Eyvah! Ne yer, ne yar kaldı, Gönlüm dolu ah u zar kaldı. Şimdi buradaydı gitti elden, Gitti ebede gelip ezelden.
"İnsan bu dünyada bir Hak'tan, bir de haksız olmaktan korkmalıdır." Abdulhak Hamid Tarhan
Uzadıkça kısalan şey nedir? Ömürdür, [ABDÜLHAK HAMİD TARHAN, 1852-1937]
Benim varsa dünyada bir katilim, Yine kendimim, bil!..
Sayfa 44
Reklam
172 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.