Richard Tarnas'ın işaret ettiği gibi, Batı felsefe­sinde üç büyük çağ vardır. Klasik çağda felsefe -dönemin biliminden ve dininden etkilenmekle birlikte- büyük ölçüde özerk bir uğraş alanıydı; esas olarak bütün diğer uğraş alanlarını tanımlayan ve yargılayan bir ko­numdaydı. Ardından Hıristiyanlığın sahneye çıkışıyla, ilahiyat baskın bir rol üstlendi ve felsefe ona tabi hale geldi. Ancak bilimin devreye girişiy­le, felsefe ilahiyata bağlı olmaktan çıktı - ve günümüzde bulunduğumuz konum hala az çok böyledir. Bacon ve Descartes bu son evreye geçişin başta gelen simalarıydı.
Sayfa 697 - Yapı Kredi Yayınları.
Batı uygarlığı imha eder. Biz inşa ederiz,ihyâ ederiz. Yusuf Kaplan
Reklam
- " (…) Cehaletin keşfi Socrates için felsefi görevin sonu değil başlangıcıydı. Hayatın en iyi şekilde nasıl yaşanması gerektiği bilgisini daha iyi araştırabilmeleri için insanları kendi cehaletleri konusunda ikna etmeyi kendisine şahsi misyon edinmişti..."
Külliyat Yayınları
Gerçekten de , insanın en yüksek mutluluğu , ezeli hakikat üzerinde felsefi olarak tefekkür etmesiyle gerçekleşir. Richard Tarnas
Aristo'nun günümüze kadar gelebilen eserlerinden hemen hemen hiç biri, anlaşıldığı kadarıyla, yayımlanmak için yazılmamıştı. Aristo tarafından "yayımlanan" eserler şu an kaybolmuş durumdadır...
Külliyat
Batıda Felsefe
Richard Tarnas, The Passion of the Western Mind (Batılı Zihnin Tutkusu) adlı kitabında,felsefenin -her durumda,Batı'daki felsefenin- üç büyük çağa ayrılabileceğini söylüyordu: Klasik dönem boyunca büyük ölçüde özerk, Hristiyanlığın egemen olduğu yıllarda dine bağımlı ve o günden bu güne bilime bağımlı.
Sayfa 20
Reklam
19 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.