Sessizce içime bakıyorum: Sen ağlama kirpiklerin ıslanır diyor bir Erzincan türküsü, Kirpiğin kaşına değdiği zaman diyor Davut Sulari, Kirpiklerin oku cana batarken Neşet Ertaş, Kirpiklerin ok mudur kalbime batıyor diyor bir Mardin türküsü, Kirpiklerin kaşın ile cenk eder diyor Karacaoğlan, kaşın çeğmerlenmiş kirpik üstüne diyor Yozgat sürmelisi, Yummayın yummayın kirpiklerini diyor Ahmet Kutsi Tecer, Kaşlar cellat olmuş kirpik harami diyor Pir Sultan Abdal, Yavaş geç gözlerimin üstünden, korkarım ki kirpiklerim ayağına batar diyor Baba Tahir Ürgan, Seni yüceltemek için yolunun toprağını kirpiklerimin ucuyla süpürmek isterim diyor Hafız...
Birazdan düğüne gideceğiz. Poyraz soğuğu, bir avuç insanı benzeri görülmemiş çöl fırtınasından savrulan kum tanecikleri gibi ahşap, cin yuvası, harabe evlerin kat kat derinliklerine, yüzyıllık ağaçların kovuklarına dağıtıyor. Çıkıyorum. Bıçak gibi kesiyor. Tecer dağının Yunak Gõleti'ne bakan yamacındaki kayalardan daha sert olmalı.
Reklam
Pencereden Tecer dağı bütün görkemiyle seyredilebiliyordu. Beyaz bayrak günüyken değiştirdim, beyaz kalem günü yaptım. Bunu betimleyen romantik birkaç cümle sıraladım. Yaptığım işi beğenmedim. Berzahların geçitlerinden geçiyordum. Bir gülümseyiş bağışlıyordum. Onu da mutluluğuna ısmarlıyordum. Artık gönlümde ezgiler besteleyebilirdin.
Tehecüd. Sobanın üzerindeki çaydanlık çıplak elle tutulamayacak kadar ısınmış. Fokur fokur kaynıyor. Demleyip ışığı söndürüyorum. Soba nar gibi kızarmış. Işıltılı. Üstelik ela gözler, ok kirpikler, yay kaşlar, yanak kadehleri. Evlilik fikrine ulaşmadan evlilik, tesettür düşüncesine ulaşmadan örtünmek. Gecenin örttügü tabiat ağır ağır ışımağa başlıyor. Şafak sökmek üzere. İlerde, puslu derinlikte Tecer dağı yükseliyor. Siz, bunu sanırım bir gezi rüyası olarak hissedeceksiniz. İşte sizi terketmem için bir neden daha. Dağın eteklerine zemherir inmiş olmalı. Mümkün görmediğiniz her işte bir hayır var deyişiniz de bundan. "Yine başlama." "Hayır henüz başlamadık sanırım." Hani arada bir noellerde Uludağlara kaçmak gibi, karda o turistik güzelliği olanca sahteliği içinde yaşamak gibi, geliniz diz boyu kar içinde çilekeş bir yolculuga çıkalım, sevginiz sizin olsun, bırakın merakınız taçlansın, İlgileriniz kanatlansın, kaybedelim kendimizi, yitirip yitirip bulalım, Güliver'in iplerini birer birer koparalım, yine eski haline döner gibi veda edelim. "Başıklarım donuyor" diye yazmıştın. Şimdi daha iyi anlıyorum. Birazdan gün doğacak. Uzaklardan, seçmekte güçlük çektiğim sembolik bir cografyada yanıp yanıp sönen resimler. Kumru sesleri Beyaz bayrak günü.
Orda bir köy var uzakta, O köy bizim köyümüzdür. Gezmesek de, tozmasak da O köy bizim köyümüzdür.
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.