"Pişmanlık sarmıyorken içini tövbe etmenin bir faydası var mı sence?"
"... ama hayallere kim sınır koyabilir ki Kamuran ben koyabileyim."
Reklam
Ve tıpkı Nazım'ın dediği gibi: "En fazla bir yıl sürer yirminci asırlarda ölüm acısı."
Ben, insanlığını yitirmiş bir garip sürünün en azılı firesiyim. Gitmeliyim. Yitmeliyim. Sevilmemişliğimi ve seçilmemişliğimi terk etmeliyim. Otobüsün ilk basamaklarını çıkarken hadi diyorum içimden. Hadi vur! Kanayan parmağı kopar at kökünden. En fazla dişlerin dişlerini sıkar, sürer bir süre gıcırdaması... Ve tıpkı Nazım’ın dediği gibi: “En fazla bir yıl sürer yirminci asırlılarda ölüm acısı.”
Sayfa 30 - Anatolia kültürKitabı okudu
Eller havaya, herkes halaya! Kahkahalar geliyor kulağıma; tabak, bıçak sesleri... Başkalarının umutları yitip giderken, yoluna baş koydukları fikirleri sönerken nasıl bu kadar da umarsızca eğlenmeyi becerebiliyorlar bu insanlar bir türlü anlayamıyorum.
Sayfa 25 - Anatolia kültürKitabı okudu
Yıllar geçtikçe her kabustan beni uyandıracak birileri hep oldu. Önceleri annem, sonra kız kardeşim Yeliz, ev arkadaşım Kadriye, eşim Orhan.. Ama biliyordum ki, gün gelecek en derin uykumdan beni uyandıracak biri yanımda olmayacaktı. Kabuslarımı tek başına yaşayacak, tek başına ağlayacaktım. İlk defa mesai bitecekti o gün. Üstelik o gün mesaiye gidemedim diye müdürüm bile bana kızamayacaktı. Bir toprak yığınının altına atılıp çürümeye bırakılacaktım eski bir ağaç kökü gibi.
Reklam
857 öğeden 891 ile 857 arasındakiler gösteriliyor.