Bu çağda da Müslüman Gençlerin önünde iyiliğin ve kötülüğün sınırlarını en mahrem noktasına kadar tayin eden Akşemseddinler olur, onlar da o büyük hocaların yolunda giderse Hansların karşısında Ulubatlı Hasan olur, aşılmadık sur, sancak dikilmedik burç kalmaz.
Sayfa 128Kitabı okudu
Eğer Sultan olmasaydım, Ulubatlı Hasan olmak isterdim.
Sayfa 272 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ulubatlı Hasan Şehirden Arsa İstiyor Hem de Deniz Manzaralı
Ön saflarda sürdürdüğümüz her savaşın nimetlerinden biz de sizin kadar pay istiyoruz... "Hey garson, hesabı bu iyi giyimli beylere yaz! Bahşiş eklemeyi de unutma!"
Sayfa 13 - Birey YayıncılıkKitabı okudu
Bayrağıma sema dünden alışık, Yiğidim, altın çağ yazmak için gel, Köhne çağa mezar kazmak için gel! ... Kosova'da şehit Murat Sultan ol, İstanbul'da Ulubatlı Hasan ol, Plevne'de Şanlı Gazi Osman ol,
Ulubatlı Hasan
Topkapı önlerinde bulunan Zağanos Paşa komutasındaki yeniçeriler büyük bir cesaretle ileri atıldılar. İçlerinden yiğitliği ve kahramanlığı ile ün salmış bulunan Ulubatlı Hasan isimli bir yeniçeri ok yağmuruna aldırış etmeden surlara tırmanmayı başardı. Bu hareket diğer yeniçerilerin azim ve imanlarını artırınca topluca surları tuttular. Artık önüne geçilmez bir sel halini almış, şehrin içine doğru akıyorlardı.
Sayfa 127Kitabı okudu
22 Ağustos 1942'de Kırşehir'de doğdu. Dört karde­ şi vardı. Devrim llkokulu/Ulubatlı Hasan llkokulu, Cumhuriyet Ortaokulu ve Deneme Lisesi'ni bitirdi. Ardından Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni tamamladı. ldare Hukuku Profesörü Tahsin Bekir Balta'nın asistanı oldu, kısa süre avukatlık yaptı. Uzun yıllar çalışacağı Cumhuriyet'ten önce Devrim, Türk Solu, Yeni Ortam gibi gazete ve dergilerde ya­zılar yazdı.
Reklam
Delikanlım! işaret aldığın gün atandan! Yürüyeceksin! Millet yürüyecek arkandan! Sana selâm getirdim Ulubatlı Hasan'dan!
Sayfa 182 - Ötüken YayınlarıKitabı okudu
-DAVAM-
"Herhangi bir kimse Malazgirt'te inanışının şahlanışını yaşamadan, Kosova'da, Niğbolu'da bir kılıç olup parlamadan, Ulubatlı Hasan olup İstanbul'u fethetmeden, Sultan Fatih olup atını denize sürmeden, Kanuni olup şanlı ordularıyla Avrupa'nın içlerine yürümeden,Seyit Çavuş olup '250' kiloluk mermiyi "Ya Allah!" deyip namluya sürmeden,Sakarya'nın siperlerine girmeden ve Kıbrıs'ta düşman tahkimatının arasından geçmeden Milli Görüşü'ün ne olduğunu anlayamaz."
Sayfa 62 - Necmettin ErbakanKitabı okudu
En önde Osmanlı sancağını taşıyan ve dev gibi bir adam olan Ulubatlı Hasan ile çevresindeki otuz kadar yeniçeri vardı. Hasan başını kalkanıyla örterek mevzilere ulaşmayı başardı, sendeleyen savunmacıları geriletti ve tepeye çıktı. Elinde sancakla, Yeniçerilerin hızla oraya gelmesi için ilham oluşturarak kısa bir zaman orada tutundu. Bu Osmanlı morali için belirleyici, tüyler ürpertici bir görüntüydü; dev yeniçeri sonunda İslam'ın bayrağını Hıristiyan kentine dikmiş, ulus yaratacak kadar büyük bir efsanede yerini almıştı.
203 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.