Hatıralar ve uzun zaman zapt edilmiş hisler, daima susturulmuş heyecanlar bir sel gibi, gitgide büyüyerek kabararak, hızlanarak dışarı akıyordu.
İMÂM MÂTÜRÎDÎ TÜRK MÜ?
- "İmam Mâtürîdî’nin Türk olduğunu ilk kim söyledi?" - "Modernist, seküler yönü çok baskın ve Avrupa’da uzun bir müddet yaşamış olan Ali Suavi adında biri. - "Kitabınızda bunların herhangi bir delil getirmediğini de söylüyorsunuz." - "Evet, bunu neye dayanarak söylediği meçhul. Orta Asya’da, Maveraünnehir coğrafyası bir Türk yurdu olarak düşünüldüğü için o bölgede yaşayan herkesi doğal olarak Türk kabul etmek gibi bir temayül oluşuyor. Bu hatalı bir temayül çünkü coğrafyada Farisiler, Araplar ve süreç içerisinde fetihlerle intikal etmiş başka milletler var. Dolayısıyla o bölgede Türkler ciddi bir yekûne sahip olsalar da bir insanın orada yaşamış olması onun Türk olduğu anlamına gelmiyor..."
Sayfa 11 - 12 M. Taha İnci'nin Melikşah Sezen ile "Kemalizm ve Mâturîdîlik" Eseri Üzerine Yaptığı Mülakat.Kitabı okudu
Reklam
Otuz İki Yıl Saklanan Öğütler
Üst düzey profesyonel yönetici babadan oğluna derslerle dolu mektup! Arçelik'in eski genel müdürü ve Akkök Holding'in 17 yıl tepesinde oturan Mehmet Ali Berkman'ın oğlu Tunç Berkman'a yazdığı mektubu okudunuz mu? Her yaştan insanlar için çok ciddi öğütler barındıran 19 Ağustos 1990'da yazılan mektubu sizlerle
Sayfa 33
Zaten bu saatin büsbütün başka bir hikâyesi vardı. Babamın dedesi, Bâb-ı Ali memurlarından Tevkiî Ahmet Efendi, Mısır meselesi zamanında bir iftira yüzünden başının çok sıkıştığı, hattâ hayatının bile tehlikeye girdiği bir sırada, kurtulursa bir cami yaptırmayı nezretmişti. İşler düzelip de rahat bir nefes alınca derhal işe koyulmuş, fakat parası
Daha bir şeyler söylemek uzun uzun anlatmak istiyordu. Sahiden müteessir olmuştu. Bu anda karşındakiyle anlaşmak ihtiyacını duyuyordu; fakat onun anlayacağı dili pek tayin edemeyişi, hatta alelumun Türkçesinin biraz kıt oluşu, sözlerini yarıda bıraktı.
İkisinin içinde de hem uzun zaman sonra tekrar görüşmenin verdiği bir memnuniyet, hem de belki bir daha görüşmeyeceklerini sezmekten doğan bir hüzün vardı. Hayat, birbirinden ayırdıklarını kısa bir müddet içinde tekrar yaklaştırır gibi olsa bile, uzun zaman yan yana bırakmıyordu. Geçen günleri bir daha geri getirmek mümkün değildi ve sadece hatıralar, iki insanı birbirine bağlayacak kadar kuvvetli değildi.
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.