“İnsanların derece bakımından nübüvvete en yakın olanları ilim ehli olanlar ve ALLAH yolunda cihad edenlerdir.”
Sayfa 17 - ERKAM YAYINLARIKitabı okuyor
“ALLAH’tan kulları içinde ancak (kudret ve azametini bilen) Âlimler korkar. Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu.”
Sayfa 16 - ERKAM YAYINLARIKitabı okuyor
Reklam
sevgilinin acı vermesi, nimet vermesinden daha hoş- tur. Çünkü nimette sevenin menfaati söz konusudur. Acı gelerr şeylerde ise sevilenin hoşnudluğu mevzubahstir. Bu yüzden acılar, nimetten daha çok, kulu Allah'a yaklaştırır Tarikatta sevginin başlangıçtan nihayete kadar lūzu- munu şöyle belirtirdi: Sevgi sadık müridi, şeyhinin kemālatını cezbetmeye sevkeden bir güçtür.
Günlük Yaşantısı Abdullah Dehlevi'nin bir günlük yaşantısı şöyleydi: Ge celeri az uyur, teheccüde kalkardı. Teheccüde kalktığında uyuyanları uyandırırdı. Teheccüd namazından sonra mu rakabeye varırdı. Ardından da bir mikdar Kur'an okurdu. Gecenin son vaktinde sabah namazını cemaatle kılardı. Na- mazdan sonra işrak vaktine kadar yine murakabe ve zikirle uğraşırdı. Müridlerinin kalabalığı yüzünden sabahları toplu zikri iki celse halinde yaptırırdı. Zikrin ardından kusluk vaktine kadar tefsir okuturdu. Bunun ardından yemek yenirdi. O günün şartlarında müslümanlar iki öğün yediklerin- den bu yemek kahvaltı ve öğle arası olurdu. Yemekden son- ra biraz istirahat ederdi. Ardından öğle namazına kadar ki- tap okuma ve bazı yazım işlemleriyle uğraşırdı. Öğle nama- zından sonra tefsir ve hadis, ikindiden sonra da hadis ve ta- savvuf okuturdu. Daha sonra da akşam vaktine kadar zikir ve teveccühle meşgul olurdu. Akşam namazından sonra kı- sa bir süre seçkin müridleriyle hasb-i hål ederdi. Yatsı na mazından önce akşam yemeğini yerdi. Yatsı namazını kıl- dıktan sonra geceyi daha çok zikir ve murakabeyle geçini uyku bastırınca seccadesi üzerine yan üstü uzanıp istiraha- ta çekilirdi.
Kendisiyle sohbet edilecek kimsenin vasfını şöyle açık lardı: "Ya senin kendisinde yok olacağın, ya da sende yok alacak kimse ile sohbet et. Veya hem senin, hem de orun, bir- likte Allah'da yok olacağınız biriyle sohbet et, ne sen kalasın. ne de sohbet ettiğin. Sade O (Allah) kala."
Sayfa 135Kitabı okudu
Sehl b. Abdullah Tüsterî'nin "insanlara en ağır gelen amel" diye tanımladığı ihlâsın zorluğunun sebebi, nefse âid bir pay taşımamasıdır. Cüneyd Bağdâdî der ki: "İhlas kul ile Allah arasında bir sırdır. Melek onu bilmez ki sevap yazsın. Şeytan ona muttali olamaz ki ifsad etsin. Hevâ ve heves onu fark edemez ki kendisine meylettirsin."
Sayfa 183Kitabı okudu
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.