… zihnimizi gece gündüz, ara vermeden meşgul edenlerin, zihnimize bir çivi misali ça­kılıp gömülenlerin yavaş yavaş yerinden söküldüğünü ve bizim için önemli olmamaya başladıklarını fark ederiz; giderek silinirler, onlar da titrekleşirler, hatta ovalanmış, yıkanmış ve temizlenmiş ya da sa­dece temizlenmesi en zor olan çeperi kalmış, o da zamanla silinen bi­rer kan lekesi misali, var olduklarından bile şüphe edebiliriz.
Bizi ayakta tutan, bulduğumuz rutinlerdir, ki hayatta bunlardan fazlasıyla vardır, zararsız aptallıklar, bizi heyecanlandırmayan, katılım ya da çaba gös­termemizi gerektirmeyen şeyler, her şey yolunda ve biz faaliyet ha­lindeyken, kimseyi, ölmüş olanları bile özleyecek zamanımız yokken küçümsediğimiz dolgu maddesidir.
Reklam
Derler ki çok yaşlı insanlar özellikle çocukluklarını hatırlayıp zihin­lerinde neredeyse oraya gömülürlermiş; o çok eskide kalmış dönem­le yaşadıkları çöküş dönemi arasında bütün olup bitenlerin, hırsları­nın, tutkularının, kavgalarının ve talihsizliklerinin sahte olduğu, sap­malarla hatalardan ve esasen önemli olmayan şeyler için çılgınca ça­balamaktan oluşan bir birikim olduğu hissine kapılırlarmış; hepsinin bitmek bilmeyen bir döngü, öze, kökene, gerçekten önemli olan ye­gane şeye dönmek için beyhude bir yolculuk mu olduğunu sorgular­larmış... hesaplaşma zamanı geldiğinde." Ardından düşündüm: "Ni­çin çatıştılar, niye onca çaba gösterdiler, bakmak ve sakin olmak yeri­ne niye savaştılar, niye görüşmeyi ya da görüşmeye devam etmeyi beceremediler, onca rüya ve o sıyrık, benim acım, benim sözüm, se­nin ateşin ve onca şüphe, onca işkence niyeydi?
Yoksa nasıl vatan millet naraları atılabilirdi
Devletin ihanete, rüşvetçiliğe, aldatmacalara, suça, yasa­dışılığa, komploya, kahpeliğe ihtiyacı vardır.
… kimi dü­şüncelerle hikayelerin yeni olduğu, hiç duyulmadığı, okunmadığı zannına kapılırız; oysa nasıl olabilir ki, insanoğlu konuşmaya başla­dığından beri kaçınılmaz biçimde anlatmaktadır; her şeyi er veya geç anlatır, ilginç şeyleri de anlamsız şeyleri de, özel şeyleri de genel şey­leri de, mahrem olanı da fuzuli olanı da, gizli kalması gerekenleri de yayılması gerekenleri de, dertleri de sevinçleri de hınçları da, kesin olanları da spekülasyonları da, hayal ürünlerini de gerçek olayları da, inançları da şüpheleri de, hakaretleri de tapınmaları da intikam plan­larını da, kahramanlıkları da aşağılanmaları da, bizi gururlandıran şeyleri de utandıranları da, sır gibi görünen şeyler kadar sır olması ge­rekenleri de, bildik olanı da ağza alınmaz şeyleri de dehşetli olanı da _ aşikâr olanı da, temel şeyleri de (aşk gibi) önemsiz şeyleri de (aşk gi­ bi). Hiç düşünmeden gidip anlatır.
İnsanlar neye isterlerse ona inanırlar; bu yüzden her şeye inanılan bir zaman olması son derece mantıklı ve kolaydır. Hiç tartışılmadan inanılır, aşikâr biçimde sahte olana, gördüğümüz şeyin tam zıddına bile, buna dahi zamanında inanılır, her olaya kendi inanılma zama­nında ve zamanın akışı boyunca bütün olaylara inanılır.
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.