Bazen yaralı kalmak bize, ulaştığımız yere ateşten geçerek geldiğimizi hatırlatıyor
Stres
Stres araçlardaki birinci vitese benzer. Bir anda sağladığı ivmelenme kısa dönemde yaralı olsa da uzun bir yol boyunca birinci viteste kalmak moturu mahveder.
Reklam
Gerçeküstücülük
Böylece bütün tarihi, uzlaşmaz karşıtlıklarla özetlenmektedir: bir yandan deliliği övüp öte yandan bilinçli kalmak, bir yandan bedenle ruhun uzlaşması yönünde hareket edip öte yandan bu birleşmenin gerisinde kalmak, bir yandan geleneksel değerlere saldırıp öte yandan gırtlağına kadar Doğulu öğretilerin batıniliğine gömülmek.
Sayfa 124Kitabı okudu
"Annen hep maceracı bir ruhu sahipti, dedi babası, onu şaşırtarak. Burunu çektikten sonra, bir elini kaldırıp burnunu sildi. "O özelliği sana benziyordu. Pervasizdı. Hiçbir şeyden korkmazdı. Bana hep bataklıklarda gece görülen bir parıltıyı anımsatırdı, gittiği her yerde hir yıldız gibi parlayan, kasabada sürekli gezen, nefes almak için bile neredeyse hiç durmayan an bir kadındı. Festivallerde, durmadan dans ederdi... Kahkahaları hiç susmazdı. Babas nemli gizlerle Serildaya baktı ve bir an için Serilda babasının annesine olan aşkanın häla sürdüğünü gördü. Çok güzeldi. Koyu renk saçları vardı, senin gibi Gülümsediğinde gamzeleri çıkardı. On dişinde bir kırık vardı." Anılara dainca kendi kendine güldü. "Gençken ağaçları tırmandığıma da olmuştu. Korkusuzdu. Beni sevdiğini de biliyorum. Hiç şüphem olmadı. Ama..." Babasi yutkundu. "Sonsuza dek burada kalmak istemiyordu. Seyahat etmekten bahsederdi, Verene'i görmek istendi, o... Gemiyle okyanusu geçmek isterdi. Her yeri görmek isterdi. Dahası sanırım annen o hayatın bana göre olmadığını biliyordu. İkimiz de biliyorduk." Sandalyesine yaslandı, gözü alevlere daldı. "O dilekte hiç bulunmamalıydım. O çılgın, güzel kızla evlenmeyi ve onunla bir aile kurmayı istememeliydim. Birbirimize aşıktık ve ben o zamanlar onun da bunu isteyeceğini sanmıştım. Ama şimdi düşününce, onu buraya nasıl hapsettiğimi görebiliyorum." Dilek. Serildanın tüyleri diken diken oldu. Bu doğruydu. Sonsuz Dolunay, eski tanrı, yaralı canavar. Bunlar gerçekti. Gerçekten de lanetlenmişti
"Ah, bilirim, yaralı kalpler yalnız kalmak için çırpınır."
Sahra hastanesinin başhekimi, ağır yaralı olmayan subayların, iyileşene kadar cephe gerisinde kalmak haklarıyken, sargı yerinde ya da hastanede yararlarını sardırıp koşarak cepheye döndüklerini anlattı. Erler de böyle yapmaya başlamıştı. Kazım İnanç Paşa, "Yunanlılar bunu bilseler hiç hayale kapılmazlar." dedi.
Sayfa 400Kitabı okudu
Reklam
188 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.