Neyzen Tevfik dünyasını değişti
Tel sustu dil sustu neyler nicoldu?
Ebedî yurduna gitti kavuştu
Ağlasın kemanlar yaylar nicoldu?
İnsanlar fânidir eserler bâkî
Neyzen'e de değdi feleğin oku.
Döküldü bâdeler kahretti sakî
Gönüller coşturan neyler nicoldu?
Ne şöhrete tapmış ne mala tapmış,
Ne doğruyu koyup eğriye sapmış,
Ne bir gecekondu ne saray yapmış,
Dünya benim diyen beyler nicoldu?
Aşık Veysel
Divan şairesi Hazinedarzâde Fitnat Hanım'a dul olduğu yıllarda bir tanıdığı,
- Neden evlenmiyorsun, diye sorar.
Fitnat Hanım:
- Artık evlenmeye lüzum kalmadı ki. Ne de olsa bir kedim, bir papağanım, bir de köpeğim var, diye cevap verir. Aynı kişinin şaşkınlıkla,
-İyi de bunlar hiç kocanın yerini tutar mı, sorusuna Fitnat Hanım şu açıklamayı yapar:
- Niçin tutmasın? Kedim geceleri dışarıda dolaşır, papağanım akşama kadar küfreder, köpeğim de durmadan homurdanır.
Sakallı Celâl Ankara Erkek Lisesi müdürü. Okulun lağımı patlar. Vaziyetin iletildiği bakanlıktan “durumun idare edilmesi" yolunda bir cevap gelir. Celâl Bey bakar ki iş başa düştü. İş tulumunu giyer ve bir talebesiyle birlikte patlayan lağımı onarmaya başlar. Bu sırada okula müfettiş damlamaz mı? Celâl'i o durumda görünce, “Makamına uygun olmayan bir kıyafette görüldü.” diye rapor yazar ve bakanlığa gönderir. Kısa süre sonra bakanlıktan gelen yazıda "Niçin makamınıza uygun olmayan bir kıyafette görüldünüz?" diye sorulur.
Sakallı Celâl, yazışmayı bir kenara bırakarak doğrudan bakanlığa gider ve makama çıkar:
“Lağım patladı, dedik 'İdare et! dediniz. Ben de lağımı onarıp idare edeyim, dedim. Lağıma resmî kıyafetle girecek değildik ya; idare etmenin b... içinde oturmak anlamına geldiğini nerden bileyim?"
Doğu insanı hayata biraz da mizah gözüyle, alay yönüyle bakar. Bu yüzden nüktedan, şakacı, güleryüzlüdür. Batılı insanlar daha soğuk, daha asık suratlıdır, denilebilir.