Savaşın Dehşeti
Dışarıya çıkmak istediğim zaman, odanın karanlık bir köşesinde saçı başı perişan bir kadının, karanlıkta, sessiz ve ürkmüş bir kedi gibi oturmakta olduğunu farkettim. Kucağında iki çocuk vardı. Üçüncü bir çocuğun başı da, göğsüne dayalıydı. O çocuk, sanki, başı, annesinin göğsünde doğmuştu. Öyle bir sokuluşu, annesinin öyle bir yapışması vardı.
Hayatta sığınacak tek bir yerim varsa o da "Hâtıralar"dır. Ya bir gün hâtıraları yazıp bitirirsem?
Reklam
Milletim yaralıydı, çok kan kaybetmişti. Ama son damla kanına kadar, düşmanı ile çarpışacak, uzun zamandır susadığı istiklâle kavuşamadan can verecek her Tatar'ın son sözü: "İstiklal" olacaktı.
Tatar'ın teri, Tatar 'ın kanıyla Rus, asilzade çocukları okutulacakmış!..
“Ölüme korkusuz, telaşsız bakan insanlar korkuyu öğrettiler bana.”
Sayfa 61 - Ötüken YayınlarıKitabı okuyor
Batı, Doğu'ya daima düşman gözüyle baktı ve bu görüşünü hiçbir zaman değiştirmedi.
Reklam
Son fırtına, ağacı devirdi. Bizler, uçurduğu birkaç yaprak, boşlukta yolunu şaşırmış, ümitsiz ve şaşkın, meçhul bir geleceğe doğru yalpa vurup duruyoruz.
Sayfa 226Kitabı okudu
Yurdunu kaybeden adam için hürriyetin bile bir manası kalmadığını şimdi anlıyorum. İçinde doğduğum, gülüp oynadığım yerlerde benim dilim konuşulmuyor artık. Bir zamanlar, o topraklarda dilimi konuşan insanların ne olduklarını da bilmiyorum.
Sayfa 226Kitabı okudu
Etrafın sessizliği hâlâ devam ediyor; her yer hareketsiz, yalnız benim kanlı vücudum titriyor. Hayatım sonu mu? İnanmıyorum. İnanmak istemiyorum. İnsan hayatının sonu böyle kolay, böyle ansızın gelmez. Ben daha yaşamak istiyorum.
Sayfa 223Kitabı okudu
Parlak üniformamın içinde ben donuk, ben sakat, ben dilsiz, ben kör, boş ve lüzumsuz bir adamdım.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.