Ağladınız ey Nâsih (a.s.m.)!
Duyarsızlığımıza ağladınız. Bu denli lakayt oluşumuza ağladınız. Tesettürün ruhen de örtmek olduğunu unuttuğumuza ağladınız. Örtünmenin erkeklerle gereksiz konuşmalardan kaçınmak da olduğunu bilmeyişimize ağladınız.
Erkeklerle zaruret olmadan konuştuğumuz her bir süre kadar cehennemde kalacağımızı bildirdiğiniz halde bu denli pervasızlığımıza ağladınız. Şeytanın bu konuşmaları bizlere, "İş icabı, gereklilik, zamanın getirdiği" olarak mübah göstermesine ağladınız. Velhasıl, kabir sonrası bizi çok ağlatacak bilumum konuşmalarımıza, gülüşmelerimize ağladınız. Ruh dünyamıza namahremlerin girmesine izin vermemize, kalbimizdeki haram talanlara ağladınız.
Atlattık sizi ey Nâsih (a.s.m)!
Nazenin kalb-i şefkatinizi hatarımızla incittik.
Titredi şefkat gülleriniz...
Günahlarımızın üstüne damla damla aktı mübarek gözyaşlarınız.