Bizler yetişkinler olarak pek farkında olmasak da çocukların dünyasına hiç olmadık zamanlarda müdahil oluyor ve farklı boyutlara araladıkları hayal kapılarını birer birer yüzlerine kapatıyorduk. Henüz bebekken çocuklarımıza tuttuğumuz takımın zıbınını giydiriyor, "İşte doğuştan filan takımlı," diyorduk. Okula başladıklarında "Çocuklar, okul bizim evimiz, yuvamız," diyerek dem vuruyor "Ama bizim istediğimiz yerde bizim istediğimiz kişiyle oturacaksınız," diye tembihliyorduk... Çocuğumuz pembe bir oyuncak beğense büyük bir görevi yerine getirircesine kendimizi ortaya atıyor "Hayır, o kızlar için, sen mavi olanı almalısın," diyerek renkleri bile cinsiyetlerine göre beğenilerine sunuyorduk... 23 Nisan gelince "Çocuklar bugün sizin bayramınız, Atatürk bu günü size armağan etti," diyerek söze başlıyor, "Yalnız bizim istediğimiz gibi kutlayacaksınız," diye bitiriyorduk... Ardından da "Bu çocuklar neden kendi başlarına planlarını yapamıyor, gelecek için neden bir hedef belirleyemiyor?" diye yakınıyorduk. Çocukları ne zaman ses vereceği belli çalar saatlere dönüştüren bizdik aslında ama yaptıklarımızın onları nasıl etkilediğini bilmiyorduk. Onların yerine koşunca, onların yerine yapınca, onların yerine düşünce ve onların yerine düşününce çocuklara iyilik ettiğimizi zannediyorduk...
Sayfa 234 - Nemesis KitapKitabı okudu
İki Kere Farklı Çocuklar Kimdir?
Hem üstün zeka olup hem de özgül öğrenme güçlülüğü bulunan çocuklardır. İki kere farklı çocuklar, özellikle dikkat, iletişim, sözel olmayan beceriler hafıza, gibi alanlarda sorun yaşamaktadır. Bu sorunlar üstün zekâlılıklarını maskelemekte, kuvvetli olduğu yönler sıklıkla fark edilmemektedir. Özgür öğrenme güçlüğü olan ve üstün zekâlı olan çocuklar bir alanda dikkat çekici bir yetenek ve performans gösterirken başka bir alanda engelleyici bir zorluk yaşayan çocuklardır. Birbiriyle son derece çelişkili özellikler taşıyan bu iki durum bir çocukta bir araya gelmesi onun anlaşılmasını zorlaştırmakta ve okul hayatında başarısız olmasına neden olmaktadır.
Sayfa 83 - PsikonetKitabı okuyor
Reklam
"Geleceğin okullarında tek derslik olması gerektiği fikrindeyim. Farklı yaşlardan çocuklar kaynaşmalı. Ders anlatımının ve herkese uyacak tek müfredatın diktası olmadığında bunu gerçekleştirmek mümkün. Temel model olarak öğrencinin kendi hızında öğrenimi yerleştiğinde, çocukları yaş gruplarına göre bir araya getirmek için neden kalmaz, hele onların "algılanan" potansiyellerine göre hiç nedeni kalmaz. Daha büyük ya da daha ileri öğrenciler, geride kalmış çocuklara akıl hocalığı yaparak öğretmenin müttefikleri haline gelir." (Dünya Okulu, Salman Khan)
Sayfa 103 - Kamer Yayınları, Ekim 2018, KütahyaKitabı okuyor
Gel de anlat xalo
"siz zavallı yaratıklar; ey erkekler, kadınlar, yaşlılar çocuklar,siz atlar,davarlar,koyunlar,nedir bu kavga dövüş,nedir bu savaşınız? Neden anlaşamıyorsunuz? Farklılıklarınızdan korkmayın, farklı yanınız da Korkutmasın sizi. Unutmayın farklı yanlarınız birleştiğinde ortalık cennet olur, o vakit ova aşkla şenlenir.
RAB'DEN KORKUYOR MUYUZ?
Bu bölümün başlığı muhtemelen pek çok Hristiyan'ın üzerinde çok az düşündüğü önemli bir konuyu ortaya koyuyor. Üzerinde ne kadar da az düşünülse, bu (zarar görme pahasına göz ardı ettiğimiz) oldukça önemli bir konudur. Kutsal Kitap'ın Rab korkusu hakkında söyleyeceği çok şey vardır, ancak Hristiyanların büyük bir çoğunluğu bu kavramı
Sayfa 99 - GDKKitabı okudu
Kudüslü Çocuğun Vasiyeti
Bu vasiyeti yazmak nerden aklıma geldi bilmiyorum. Muhammed Dürre'nin okul yolunda terör devleti israil askerleri tarafından haince öldürülmesinden sonra, korkup okuldan almıştı annem beni, o günden beri hiç birşey yazmadım. Oysa okula gitmeyi, okuyup pilot olmayı o kadar çok istiyordumki! .. Okulu bıraktıktan ve göğümüzü annemin 'duman
Reklam
554 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.