Ah ahhh
Varsın hançerlensin yurdumda nice ozanın kalbi bir çocuğun dökülen sütdişleri gibi
Enbiya:47 AYNISI
Zoroasterciler "taracük-i zart-i zarin" yani "sarı altın terazi"den bahsederler. Bu terazide günah ve sevapların birbirine karşı ağırlığı ölçülür. Yani bu teorik terazinin bir kafesine günahlar, bir kefesine sevaplar konur ve dengeye bakılır. Eğer iyilik bir kıl payı ağır basarsa kişi cennete, aksi olursa cehenneme gider.
Reklam
Zumər, 53.
De: «Ey Mənim (günah vasitəsi ilə) özlərinə zülm etməkdə həddi aşan bəndələrim, Allahın mərhəmətindən ümidinizi kəsməyin. Şübhəsiz, Allah (tövbə ilə) bütün günahları (hətta şirki) bağışlayır. Çünki bağışlayan və mehriban Odur!
Hiç de şiir yazası yok ozanın. Ne yazsam te­rörü desteklemiş olmam? Kullanılmaması gereken sözcükleri belirlemeli önce, diye düşünerek önün­deki kağıda tehlikeli kelimeleri yazmaya başladı; Hopa, taş, sopa, biber gazı, örgüt, barış, özgürlük, parasız eğitim, asgari ücret, Ergenekon, Silivri, bal­yoz, çadır, adalet, yargı, güney doğu, cezaevi, hüc­re, tecrit, ordu, Ünye, Fatsa, arası, Sivas, madımak, Maraş, Pir Sultan, deniz, mahir, ulaş, gezmiş, ça­yan, bardakçı, cemaat, demokrasi, fet, feto, fetul, pen, pensıl, vanya, dayı, Çehov, vişne, bahçe, gül, çiçek, böcek, şahin, er, doğan, bal, bay, haber, al ... Yaz yaz bitmiyor tehlikeli kelimeler.
Lambalı Ka­dın,
Ruhi Su'yu ölümünden birkaç gün önce hasta yatağında ziyaret eden Halim Şefik, ozanın ricasını kırmayarak çok sevdiği "Kömür" adlı şiirini eğilerek kulağına okur. İşte, o şiirden birkaç dize: Bu küçük salkım söğüt Harem kapısında limanın Yukarıda Selimiye Kışlası İkide bir gözüme ilişiyor Selimiye Kışlası Sana sesleniyorum Selimiye
Sayfa 27 - Çınar Yayınları, 8. Basım İstanbul, Mayıs 2002Kitabı okudu
Bir uzak türküdeki denizaltı
Bir Uzak Türküdeki Denizaltı K öy enstitüsü öğrencileri bir yıl boyunca yirmi beş kla- sik roman okuyup bitirmenin yanında, bir müzik aleti çalmayı da öğrenmekteydiler. 1941 yılında, saz dersleri ver- mek için Arifiye Köy Enstitüsü'ne gelen öğretmen, bir yıl sonra Hasanoğlan'a gönderildi... Oradan Çifteler, Gölköy, Yıldızeli ve Akpınar'a... Beş yıl boyunca Anadolu çocukla- rını eğiten saz ustası, enstitüleri de bir türküsünde şöyle dile getiriyor: Uyarın köylüyü, varsın ayılsın Enstitü kuvveti yurda yayılsın Herkes kazancının yolunu bilsin Öğretmenler iz gösterir, yol yapar Aşık Veysel'dir, köy enstitülerinde çocuklara saz dersi veren ozanın adı... Koca Veysel nice öğrenci yetiştirdi ye- tiştirmesine, ama köy enstitüleri de çok şey kattı bu büyük halk ozanına, düşüncelerinin ve sanatının gelişimine katkı- da bulundu. Aşık Veysel'in en çok sevilen türküleri işte bu dönemin ürünleridir. Ozanın ilk akla gelen eserlerinden biri olan "Kara Toprak" Çifteler Köy Enstitüsü'nde ders verdiği dönemde, "Gidiyorum Gündüz Gece" ise Hasanoğlan Köy Enstitüsü'nde doğmuştur.
Sayfa 146Kitabı okudu
Reklam
44 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.