ÜÇ SORU Yıldızlar uykudaydı. Ağaçlar , kuşlar, ırmaklar ve insanlar uykudaydı... Bir de uzaktan bakıldığında eski bir yapıyı andıran, saray olduğunu anlayabilmeniz için bahçesine kadar gidebilmeniz gereken o yerde gözleri uyku tutmayan bir adam vardı. Başı ellerinin arasında gözleri yaşlı bir adam. Beynini kemiren sorulara cevap bulmaya
DERS ALINMASI GEREKEN HARİKA BİR HİKAYE DAHA Çocuklarınızla Konuşun Bir gün susmayı öğrendim..Öyle bir sustum ki,belki sonsuza kadar susacaktım. Çünkü susmak benim küçücük dünyamda babamla kurduğum iletişim tarzıydı.Babam akşamları eve yorgun dönerdi.Ben bütün gün evde sıkılır, onun gelişini iple çekerdim.Daha o kapıdan girer girmez boynuna
Sayfa 274Kitabı okudu
Reklam
Ya böyle haftada üç saat kaleme giderek o zamanı da hikâyeler anlatmakla geçiren bir delikanlı ne öğrenebilir? Nasıl ne öğrenebilir? İşte Felâtun Bey öğrenmiş ya!.. Yazısı var, okuması var, Fransızcası var, zeki, uyanık, kurnaz... Ayrıca babasının aylık yirmi bin kuruş da geliri var!.. Dünyada bir adamın öğreneceği daha ne kaldı?
Sayfa 13 - İskele YayıncılıkKitabı okudu
DALKAVUĞUNU BULMAK Eski konakların kadrolu dalkavukları olduğu bilinir. Bunlar, efendilerinin sıkıntılı anlar­ında onların her dediğini tasdik etmekle birlikte, yeri gelince sözünü dudaktan esirgemeyen; bazen de neşeli hikâyeler ve nüktelerle onları eğlendirip rahatlatarak devlet nizamına katkıda bulunan, soytarı tipli insanlardır.
Eski çılgınlıklar nerede: Nerede o, birden bire bir genç kız elinden, bir genç kız rüzgarından sararma, o yürek çarpıntısı? Şu ömrü mevsimlere benzetenler iyi etmişler doğrusu. Herkesin bir ilkbaharı, bir yazı, güzü, kışı oluyor işte. İnsanın ilkbaharı, öteki hayvanlara bakarsak geç başlıyor. Bir at bir yaşında, hadi iki yaşında ilkbaharındadır. Bir kuzu, altı ayda koç olur. Ama insanoğlu ilkbaharını yirmisinden önce pek idrak edemez. Yirmisinden evvel idrak edilen ilkbahar, bir yalancı ilkbahardır. Ben böyle bir yalan ilkbaharın hikayesini yazıyorum.
Sayfa 59 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Bu küfür değildir. Tanrı’nın, Buda’nın bir buçuk kilo ketene indirgenmesi değildir; tam tersine bir buçuk kilo keten kutsallığa, Budalığa, Tanrı’ya dönüştürülür. Bu küfür değil, bugüne kadar söylenmiş en kutsal sözlerden biridir. Bu, anlaşılması gereken en temel hakikatlerden biridir. Ondan sonra bu güzel meselin içine girmek çok kolay
Reklam
264 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.