' ' Günün birinde ihtiyarlayıp çirkinleşeceğini üstüne kondurmayan bir dünya güzeli gibi, hiç aynaya bakmadı. ' '
Sayfa 32 - İstanbul Fetih Cemiyeti - İstanbul Enstitüsü Neşriyatı, 1964.
' ' Fakiri fukarayı gözetmekte, hatır kollayıp gönül âbâd etmekte âdetâ yarış eden tatlı dilli, güler yüzlü, geniş elli kimselerdi. ' '
Sayfa 27 - İstanbul Fetih Cemiyeti - İstanbul Enstitüsü Neşriyatı, 1964.
Reklam
' ' Âh bu ağaçlar... Şehri şehir yapan, binlerce yeşil gözün kadehi ile etrafa huzur dağıtan vefâlı, sefâlı, sâdık dostlar... ' '
Sayfa 25 - İstanbul Fetih Cemiyeti - İstanbul Enstitüsü Neşriyatı, 1964.
' ' Sevmeyi bilmek, sevebilmek de bir hüner, bir mutlu Allah vergisiydi. Ne çâre ki İbrahim Efendi'nin dağarcığı bu kısmetten nasipsiz yaratılmıştı. ' '
Sayfa 6 - İstanbul Fetih Cemiyeti - İstanbul Enstitüsü Neşriyatı, 1964.
' ' (...)Başını kılıçtan kurtarmak, ecelden aman bulmak mıdır? ' '
Sayfa 4 - İstanbul Fetih Cemiyeti - İstanbul Enstitüsü Neşriyatı, 1964.
Ne tuhaftır, beşeriyet sanki bir yayıkta döğülürcesine asırlar boyu haddelerden geçtikten ve çeşitli tecrübelerin ıztıraplarıyla çalkalandıktan sonradır ki adım adım olgunlaşan istidadının aynasında gerçek talebini görür. Onun için de, bilerek bilmeyerek tekamüle namzet olan insan oğlunun, her tarih çağında bir başka tecelli gösteren bu deruni talebi ve netice itibariyle elde ettiği gerçek, onun tekamülü seviyesiyle mütenasip olur.
Sayfa 136Kitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.