Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Maalesef Hristiyan misyonerlerin cirit attığı Müslüman ülkemizde, dindar ile dinciyi, din ticareti yapan ile dine hizmet etmek isteyeni aynı kefeye koyan bir yobaz/laikçi anlayış vardı.
Hani eşya haddi aşınca tersine inkılap edermiş ya; hani araba tekerleği hız limitini aşınca tersine dönüyormuş gibi görünür ya, hani çok gülen insanın gözünden ağlamanın işareti olan yaş gelir ya, benim de kederlerim haddi aşmış, tersine dönmüş gibiydi.
Reklam
Önce doğruyu bilmek gerekir; doğru bilinirse yanlış da bilinir. Ama önce yanlış bilinirse doğruya ulaşmak zorlaşır.
Sayfa 10 - Kapı YayınlarıKitabı okuyor
Kürek çekmesini bilen, kendisine sandalda yer bulur.
Sayfa 9 - Kapı YayınlarıKitabı okuyor
Elemin zikri de bir güne elemdir...
Kapı YayınlarıKitabı okuyor
Büyük sineklerin delip geçtiği kirli örümcek ağına, küçük sinekler gibi takılıp kaldılar.
Kapı YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
PARALEL SERMAYE Paralel kelimesini de mevcut Cumhurbaşkanı meşhur etti. Gözlerden kaçan paralel bir durumu yazmam gerekiyor. Düşün dünyamız siyaset ve sermaye yalakası olduğu için bu tür konulara açılıp yazı yazamazlar. Aziz Nesin ve Uğur Mumcu yoksa iş başa düşmüştür. ✓ Birinci paralel sermaye bugün itibarını yerle bir ettiğim her
1873 yılı geldiğinde Aleksandra ve Minny, İngiliz Rus ittifakını sağlayacak küçük bir darbe tasarlamakla meşgullerdi. Çareviç ve ailesinin, İngiltere'deki Galler Prens ve Prensesi'ne, Haziran'dan itibaren iki ay sürecek yarı resmî bir ziyarette bulunması planlanıyordu. İki kız kardeş gizlice plan yaptı. Londra-St. Petersburg arasında gidip gelen mektuplarda ziyaret sırasında giyecekleri bütün kıyafetlerin model ve eskizlerini değiş tokuş ettiler; böylece birbirlerinin aynısı olacaklardı: kesim, renk, kumaşlar, süsleme ve aksesuarlar; tuvaletler, binici kıyafetleri, günlük elbiseler, ceket, şapka ve ayakkabılar. İki kız kardeş sabah akşam tıpatıp aynı giyinecekler; böylece İngiltere'yle Rusya'nın müttefik olması fikri tabii Almanya'ya karşı oldukları imasıyla- tek kelime söylenmeden halkın zihnine işlenecekti.
Eski Yunan ve Roma M.Ö.5.yy'de Leucippus ve Democritus'la başlayan atomcu filo­ zoflar materyalizmin ilk türünü ileri sürdüler. Bu teoreme göre gerçeklik hareket halindeki, bölünemez parçacıklardan -başka bir deyişle boşlukta hareket eden atomlardan- oluşuyordu. Maddi par- 425 RUPERT SHELDRAKE çacıkların nesnelerin yüzeyinden her yönde
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.