Huzursuzluk değil bu. Tanımlaması güç bir boşluk duygusu. Biten ama ne olduğunu ve yerine neyi koyacağımı iyi bilmediğim bir şeyden dolayı duyduğum şaşkınlık. Derin hüzün. Belli belirsiz bir yavanlık var hayatımda, bir solgunluk. İçimde bir düşman barınıyor ama nedir, kimdir o, bilmiyorum
İnsanı anlayabilmek için en derin yerlerine kadar kazımak gerekiyordu. Kazımak, kazımak ve kazımak...
Reklam
Zaman ağır aksak geçiyor. Bomboş ve anlamsız. Gene o yabanıllık duygusu yapışıyor yakama. O baş edilmez umutsuzluk ve kaçış isteği. İçimden kuşlar göçüyor.
benim tatlı sevgilim, kuşlar gibi sevinçli şarkı söyler neşeli, cıvıltılı. her anı bal gibi tatlı, her notası şen, ışıltılı asla bitmesin isterim şarkısı hep söylesin, söylesin, söylesin isterim gözleri parlak, gülücük dolu yanakları kiraz, dişleri inci dalarım yüzünün tüm güzelliğine ayıramam gözlerimi dudaklarından hep öpmek, öpmek, öpmek isterim...
Sevgilim
"Modern insan dediğimiz kişi arabanın iç hacmi kadar alanda özgürdür, ya da sitedeki apartmanın yüz ölçümü kadar bir alanda. Yakında sadece bilgisayar ekranının inçi kadar özgür olacağız. Teknoloji ilerledikçe insanlar makineleşmedi, insanlara makine satıldı."
Kimse istemedikten sonra, bir elmas ya da bir inci ne değer taşır ki! Birer yontulmuş camdırlar, o kadar.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.