Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
1972'Nin Bazı Önemli Olayları Ankara Sıkıyönetim Mahkemeleri; "Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu" mensubu olduğunu, mesleğinin “devrimcilik", yaptığı eylemleri de “devrim için” yaptığını söyleyen Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın idamına karar verilmişti. Diğer taraftan, Dev-Genç, TİP, TÖS, TİİKP, Madanoğlu ve Sabotajlar davaları devam etmekte fakat kamuoyunda yoğun bir şekilde "idam cezaları kalksın” ve “af” kampanyaları ayyuka çıkmaya başlamıştı. İdam cezalarının kaldırılması konusunda yapılan propagandalara karşılık Devlet gazetesinin 6 Mart 1972 tarihli 140. sayısından itibaren “İdamlar Konusunda Bir Anket” başlığı altında röportajlar yayınlamaya başladık. Siyasi parti liderleri veya temsilcilerinden Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Timisi, Yeni Türkiye Partisi Genel Başkanı Nihat Doğan ve Adalet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ahmet İhsan Kırımlı ile görüşmeleri gazete adına ben yapmıştım. Solun başlattığı bu kampanya; Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan için verilen idam cezalarını önlemek amacıyla başlatılmıştı. Verilen cezalar 6 Mayıs 1972 günü infaz edildi. 14 Mayıs 1972 günü yapılan CHP kurultayında Ecevit'in listesi karşısında kaybeden İsmet İnönü istifa etmiş ve Bülent Ecevit CHP'ye Genel Başkan olmuştu. Ecevit'in Genel Başkanlığı CHP'de de bölünmelere yol açmıştı. Kemal Satır başkanlığında Cumhuriyetçi Parti kurulmuş ama bu parti daha sonra Turhan Feyzioğlu başkanlığındaki Millî Güven Partisi ile Cumhuriyetçi Güven Partisi (CGP) adı altında Turhan Feyzioğlu başkanlığında birleşeceklerdi.
"Devlet'ten Millete" genellikle gazetenin başyazısı idi. Başlarda Galip ağabey (Galip Erdem) yazıyordu. İlk sayı yazısı da ona aittir. Her ne kadar Galip ağabeyin tembelliğinden şikâyet etsek te Devlet'e en çok yazı yazanlardan birisi idi. Hem başyazıyı yazardı. Hem kendi sütununda Mektupları yazardı. Galip ağabeyi iyi yazı
Reklam
PARALEL SERMAYE Paralel kelimesini de mevcut Cumhurbaşkanı meşhur etti. Gözlerden kaçan paralel bir durumu yazmam gerekiyor. Düşün dünyamız siyaset ve sermaye yalakası olduğu için bu tür konulara açılıp yazı yazamazlar. Aziz Nesin ve Uğur Mumcu yoksa iş başa düşmüştür. ✓ Birinci paralel sermaye bugün itibarını yerle bir ettiğim her
İstanbul DDKO
Istanbul DDKO'nun kurucu yönetim kurulunda görev da- ğılımı şöyle oldu: Başkan, Necmettin Büyükkaya; sekreter, Şa- kir Elçi; sayman, A. Yılmaz Balkaş; Mahmut Kılınç ve Hikmet Bozçalı yönetim kurulu üyeleri; İlhami Yaban ile Fevzi Yar- dımcı yedek üye seçildiler. 3 Mayıs 1970 günü yapılan birinci kongrede, başkanlığa Hikmet Bozçalı,
Ankara Sıkıyönetim Mahkemeleri; "Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu" mensubu olduğunu, mesleğinin “devrimcilik", yaptığı eylemleri de “devrim için” yaptığını söyleyen Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın idamına karar verilmişti. Diğer taraftan, Dev-Genç, TİP, TÖS, TİİKP, Madanoğlu ve Sabotajlar davaları devam etmekte fakat kamuoyunda yoğun bir şekilde "idam cezaları kalksın” ve “af” kampanyaları ayyuka çıkmaya başlamıştı. İdam cezalarının kaldırılması konusunda yapılan propagandalara karşılık Devlet gazetesinin 6 Mart 1972 tarihli 140. sayısından itibaren “İdamlar Konusunda Bir Anket” başlığı altında röportajlar yayınlamaya başladık. Siyasi parti liderleri veya temsilcilerinden Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Timisi, Yeni Türkiye Partisi Genel Başkanı Nihat Doğan ve Adalet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ahmet İhsan Kırımlı ile görüşmeleri gazete adına ben yapmıştım. Solun başlattığı bu kampanya; Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan için verilen idam cezalarını önlemek amacıyla başlatılmıştı. Verilen cezalar 6 Mayıs 1972 günü infaz edildi. 14 Mayıs 1972 günü yapılan CHP kurultayında Ecevit'in listesi karşısında kaybeden İsmet İnönü istifa etmiş ve Bülent Ecevit CHP'ye Genel Başkan olmuştu. Ecevit'in Genel Başkanlığı CHP'de de bölünmelere yol açmıştı. Kemal Satır başkanlığında Cumhuriyetçi Parti kurulmuş ama bu parti daha sonra Turhan Feyzioğlu başkanlığındaki Millî Güven Partisi ile Cumhuriyetçi Güven Partisi (CGP) adı altında Turhan Feyzioğlu başkanlığında birleşeceklerdi.
5O'lerin sonuna doğru, tam da siyasal ortamın kızıştığı dö­nemde İsmet İnönü Sivas'a geldi. Büyük tezahüratla karşılandı. Paşa'nın açık havada miting yapması yasaklanmıştı. O yüzden Yalçın Sineması'nda bir konuşma yaptı. Salon hıncahınç doluydu. Deniz, yakın arkadaşı Aydın Çubukçu ile birlikte aralardan toplantıya sızıp Paşa'yı dinledi. Aydın, CHP'nin Sivas il başkanı, eczacı Şevket Çubukçu'nun oğluydu. İnönü Sivas'a geldiğinde hep onların evinde kalırdı. İki kafadar, İsmet Paşa'nın elini öpmeyi kafaya koydular. Aydın için iş kolaydı; o ne de olsa kendi evine gidecekti. Deniz'in işi zordu; çünkü eve giden bütün yollan polis kontrol altına almış, kimseyi yaklaştırmıyordu. Deniz okulda Aydın'a, "Çıkışta beni sizin eve götür;" diye tutturdu. Aydın ise, "Ben bile giremiyorum, seni nasıl sokayım," diyordu. "Ben gireceğim, görürsün sen," diye iddialaştı Deniz. Aydın eve gittiğinde Deniz'i karşısında gördü. Paşa'nın elini öpmüş , gülümsüyordu. 12 yıl sonra Paşa, o gün elini öpen çocuğu ipten almak için çabalayacaktı.
Reklam
"Küçük Asya Ordusu" adı verilen Anadolu'daki işgal güçlerine destek vermek için genel seferberlik ilan edildi. Elli bini aşan asker, taze kuvvet olarak Anadolu'ya gönderildi. Yunan güçleri böylece, İsmet Paşa'nın komuta ettiği Ankara milli ordusuna karşı makinalı tüfekte 6 misli, topta 3 misli üstünlüğe sahip oldular. Uçakları ve 800 kamyonları vardı. ismet Paşa ise, ordusu için kağnı, deve, öküz ve atı zor buluyordu. Bir tek kamyona bile sahip değildi.
Cephe Komutanı İsmet Bey "kızgınlıkların etkisiyle zorlayan sert önlemler alınmasına kesinlikle engel olmak gerekir. Hainlikleri...anlaşılmış olursa olsun, hiçbir köy asla yakılmayacak, halktan hiç kimse, hiçbir birlik tarafından hiçbir suçlu idam edilmeyecektir. Casuslukları ve daha başka suçları ortaya çıkmış kimselerin İstiklal Mahkemelerine gönderilmesi gerekir" diyordu.
İsmet Bey'in metodu
Oysa Ismet Bey'in yönetim modeli bunun tam tersiydi. İsmet Bey en zor koşullarda bile hukuktan ayrılmazdı. Kanun, kural, hukuk ve disiplin temel ilkeleriydi. Ordu komutanü hukuka ve yasaya bağlı kalmalıydı.
1950’den sonra Türkiye’de sadece sağ iktidarların değil sol iktidarların da İmam Hatip Okulu açtıkları görülmektedir. Türkiye’de İsmet İnönü ve Bülent Ecevit toplam 36 İmam Ha­tip Okulu açmıştır.
Sayfa 122Kitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.