Şimdi soralım...
“Şimdi soralım:İnsanında zarafet yoksa şehir yontulmamış bir kabalıktan öte nedir ki? Bir soru daha:Şehre ruh sindiren, oraya kimlik veren şey, insanın güzelliği değil midir? Ve son soru; İstanbul acaba, eski şiirini, eski şiirsel güzelliğini ve eski beyefendi ve hanımefendisini özlüyor mudur dersiniz?!...”
Yıldırım'ın Anadolu Seferini Fırsat Bilen Bizans;
Bu sırada ihtiyar İmparator V. Yoannis Paleologos, Yıldırım'ın Anadolu'da meşgul bulunmasını fırsat bilerek İstanbul surlarını tamire kalkışmıştı. Surların şimdi adına Yedikule denilen “Aurea PortaYaldızlı Kapı” kısmında muhkem iki kule inşa ettirdi. Yıldırım Bayezid'in gazabından korktuğu için de aklı sıra bazı tedbirler aldı. Kuleleri, tarihi üç kiliseyi yaktırıp” taşlarını kullanmak suretiyle inşa ettirerek ve dışarıdan kabartmalarla süsleterek güya bir sanat eseri havası vermeye çalıştı. Sorulduğunda, “Tarihi iki kilise yıkılmıştı, yok olmalarını gönlüm götürmedi, malzemesinden yeni iki sanat eseri yaptım” diyecekti. Fakat Yıldırım Bayezid böyle çocukça oyunlara gelecek biri değildi. Yaldızlı Kapı mevkiinde iki yeni kule inşa edildiği haberi kendisine verilir verilmez, ihtiyar İmparatora sert bir ültimatom verdi: “İstanbul surlarında yapılacak herhangi bir tamir, alınacak herhangi bir tedbir bize karşı yapılmış, bize karşı alınmış sayılır. Kuleler ya derhal yıkılsın veya Ordu-yu Hümâyunumuzla gelip yıkmamız beklensin” İhtiyar Bizans'ın ihtiyar İmparatoru müthiş bir telaşa kapııp inşa ettirdiği kuleleri yıktırdı. Bu hadiseden fazlaca müteessir oldu ve bazı tarihçilerin kayıtlarına göre kısa süre sonra kederinden öldü.
Reklam
Osmanlı hududu Çarşamba Suyu'na, yani Konya Ovası'na dayandı. Daha da mühimi Osmanlılar Menteşe Sahilleri'nden Akdenize çıkmış oldular. Ege'nin en parlak limanlarını ele geçirdiler. Aydın, Menteşe ve Saruhan donanmaları sayesinde, Osmanlı Devleti, İstanbul'u muhasarada kullanacağı deniz gücüne ilk defa sahip oldu. Gelibolu'da bir tersane inşaatına başlandı ve Osmanlı Deniz Kuvvetleri için Gelibolu üs yapıldı. 60 parçadan müteşekkil donanmayı denemek, aynı zamanda muhasaraya hazırlandığı İstanbul'un ikmal yollarını vurmaktı. Plan başarıyla tatbik edildi ve Padişah Bursa ya döndü.
Onlar oyuncak değiller. Keşke bir anlasalar.
Şiddetle aşıktım ve bana aşık olmayı aklından bile geçirmeyen sevgilimi İstanbul' da bırakmıştım. Yakıcı, kavurucu bir aşktı bu; beni deliye çeviren, geceleri sabahlara kadar sokaklarda dolaştıran bir aşk. Fakat onu bu hale sokan biraz da bendim. Aşkla tehlikeli bir oyuncak gibi oynamak istiyordum.
En korktukları şey güneş ışığıdır.
"Dünya insanın gölgesi gibidir. Ona sırtını dönersen peşinden gelir, peşinden koşarsan önünden kaçar."
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.