"Mücevher gibi uzak ve erişilmezdi şeker erimiş alım pahasına gaz yağı ve namuslu çalışkan İstanbullular sidiklerini yaktılar 5 numara lambalarında yedikleri mısır koçanıydı ve arpa ve süpürge tohumu ve çöp gibi kaldı çocukların boynu"
İstanbullular bir Ankaralıyla konuşurken sürekli gülümsüyor. Sanki siz az önce gülünç, çocukça bir şey söylemişsiniz ya da yapmışsınız gibi şaşkın ama bağışlamaya hazır bir edayla gözlerinizin içine bakıp gülümsüyorlar. Siz de tedirgin oluyorsunuz, ne yapacağınızı şaşırıyorsunuz, kaşınmadığı halde yanağınızı kaşıyorsunuz.
Sayfa 9 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
- Kızkulesi dedi ki, beni İstanbullular unuttu. Ama bütün Anadolu bilir.
Yetmiş yıl süreyle, dünya kadar verginin yanı sıra, bir de her geçişte köprüye para ödemiş olan İstanbullular, bundan böyle Galata Köprüsü’nü babalarının malı gibi kullanabileceklerdi.
Essah mı bu?
Biliyorsun biz İstanbullular iki gün denizi görmedik mi karada boğuluruz.!
Sayfa 224Kitabı okudu
1800 yılının 9 Kasım günü İstanbullular limana demirleyen savaş gemisinin bayrağına bakarak hangi ülkeden geldiğini anlayamazlar.O güne kadar hiç görmedikleri bir bayrakla karşı karşıyalardır. Dönemin padişahı III.Selim'de, ilk kez gördüğü bayrak üzerine şu yorumu yapar: "Bu bayrağın yıldızları, aramızda bir yakınlık olabileceğini gösteriyor." Savaş gemisi, yardımda bulunulması istemiyle İstanbul'un kapısını çalan ve"ahir zamanda yeni dünya mı olur?" denilerek geri çevrilen Kristof Kolomb'un adım attığı yerden, Amerika Birleşik Devletlerinden geliyordu!.İstanbul'a gelen "George Washington" adlı ilk Amerikan savaş gemisinin güvertesindeki insanlar, Boğaz'ın girişindeki küçük bir adacığın üzerine kurulu olan Kız Kulesi'ni görünce neler düşündüler bilemeyiz. Ama Amerika'ya ilk kez gidenlerin New York limanının ağzındaki Bedloe's adasında yükselen Özgürlük Anıtı'nın karşısında neler düşündüklerini okuyabiliriz.Kafka, "Amerika" adlı romanının ilk paragrafında böylesi bir karşılaşmayı anlatır: "Kari Rossmann, yavaşlamış gemiyle New Yorklimanına girerken, çok önceden fark ettiği Özgürlük Tanrıça'sını, bu kezsanki ansızın güçlenen güneş ışığı altında gördü.Tanrıça'nın kılıç tutan kolu,adeta hemen o anda yukarılara doğru uzanıyor, vücudunun çevresinde özgür rüzgârlar esiyordu."
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.