Devrin siyasi yapısını çok iyi kavramış bir idareci olan Yavuz Sultan Selim, hemen yanı başlarındaki Safevîlerin dinî ve edebi propaganda yollarıyla Anadolu'ya nüfuz çabalarını da çok iyi görmüştü. O dönem için Osmanlı'nın şahsında temsil edilen değerlere en büyük saldırı Avrupa'dan ve Hristiyan tebaadan değil, İran'dan gelmekteydi.