Eğer birgün aşkın eteğine takılıp yolun düşerse çöle Ey Tâlib, elini en yakın yıldıza uzat ve onu avuçlarının içine alarak uzun uzun seyret. Bil ki bu yıldız onun Nuru’ndan parlamaktadır. Sonra temiz çöl havasını derin bir nefesle doldur ciğerlerine ve hisset ki bu nefeste onun kokusu sakladır. Kulağını çöl rüzgarına aç Ey Tâlib! Aç ki onun çöle bıraktığı kelimeler dokunsun/essin yüreğine. Çölle temasını kesme Ey Tâlib! Kesme de çölleşen nefsine rûhânî elçiler yeni vahalar kursunlar. Kuruyan gönlüne altın kaplarda kar taşısınlar. Ey Tâlib! Başını yakıcı kumlara değdir, secde ettir de o kuru aklın yanıp kül olsun, aşk kalsın geriye. Vahyin dili ancak çölde öğrenilir, unutma!
Nisyanın en tehlikelisi insanın kendi Asl'ını unutmasıdır.
Reklam
İmparatorlukta ne kadar çok yasaklama ve yasaklanmış şey varsa halk da o kadar fakirdir. Halk ne kadar çok medeni araca sahipse ülke de o kadar şaşkın ve karışıktır. Halk ne kadar çok yeteneğe ve zanaate sahipse o kadar tuhafiye faydasız eşya üretilir. Ne kadar çok kanun ve kararname çıkarılırsa o kadar da çok hırsız ve haydut türer.
Sayfa 140Kitabı okudu
Günlük beşeri yaşantı düzeyinde sonsuz değişken olayların insanın üzerinde kalıcı biçimde tesiri olur, onu itekler ve bağımlı kılarlar. Böyle bir durumda insan bir hizmetkar ya da esirdir. Zihni parça parça bölünür ve nesneler ile olayların bukalemunvari değişken suretlerinin peşinden her yönde koşturur durur. Ne zaman ki insan kendisini bir esaretten kurtarır da yaşantısının olağan suretlerini aşarsa gözlerinin önündeki sahne tamamen farklı bir görüntüye bürünür.
Sayfa 130Kitabı okudu
İnsan ne kadar dış aleme dönük olursa Mutlak ile olan teması da o kadar az olur.
Sayfa 128Kitabı okudu
Vücud ne kadar sakin dursa bile zihin devamlı onun etrafında dolanıp durmaktadır.
Sayfa 127Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.