Umutsuzluk ağır bir su gibi dört yanından yükseliyordu. Onu boğacaktı. Bir ömürde kırk günlük bir mutluluk...
Ölene kadar bütün sevinci bu olacaktı. Kırk günlük bir sevinç. O da bir ölünün elini tutmanın sevinci, başı vurulmuş bir adamı kucaklamanın sevinci...