"Belimizde kılıcımız Kirmani Taşı deler mızrağımın temreni Hakkımızda devlet etmiş fermanı Ferman padişahın, dağlar bizimdir."
Sayfa 20 - Halk KitapeviKitabı okudu
hicap duymak (veya etmek) utanmak: "Kalem aldın kaşlarını çatmaya / Hicap ettim adın sual etmeye" - Dadaloğlu
Reklam
BEN VARIM
Sevda beni vatanımdan tezdirdi Yaralarım deşişinde ben varım Kerem etti Aslı için gezdirdi Yüce dağlar aşışında ben varım Bulutların gözyaşında sır idim Kış ayında lapa lapa kar idim Yel oldum kendime estim eridim
Sayfa 190 - Akçağ Yayınları - 1. Baskı I Ankara 2006Kitabı okudu
şiirimin oluşmasında, sandığınız gibi, sadece bazı ozanların etkisi ya da katkısı olmadı; tam tersine, sinemadan resme, romandan toplumsal bilimlere değin, şiir dışında bir sürü disiplinin katkısı oldu. Çocukluğumdan beri süregelen sinema tutkumu hesaba katmadan, şiirimin doğru değerlendirilebileceğini sanmam. Bunun gibi, diyalektik yöntemin özelliklerini öğrenmemin, şiir oluşturmamda önemli katkıları olduğuna eminim. Elbet, çok eski yıllardan bu yana sevdiğim ozanlar oldu, hep aynı kalmasalar, zaman zaman değişseler de, adlarını rahatlıkla vermişimdir, yine de verebilirim: Halk ozanlarından, Dertli, Bayburtlu Zihni, Dadaloğlu, Gevheri. Divan ozanlarından Bakî, Nedim. Çağdaşlarımızdan, elbette Nâzım. Bunlar, şiirde ‘kan grup larımızın’ uyuştuğu ozanlar. Bir de, böyle bir yakınlık içinde olmadığım ama önemsediklerim var: Şeyh Galip ve Nail-i Kadim, Karacaoğlan ve Yunus Emre, Yahya Kemal ve Ahmet Muhip.
Dağ bazen ayrılıktır, engeldir; bazen de özgürlüktür, tazeliktir, temizliktir, otoriteye başkaldırmaktır, bireyselliktir. Bu yüzden, "Ferman padişahın, dağlar bizimdir" diyen Dadaloğlu'nun seslenişi, kuşaktan kuşağa aktarılır. "Arkam sensin, kal'am sensin dağlar hey!" denilir. Ve kar Anadolu'nun yorganıdır.
"Belki özgürlük üzerine atasözümüz yok ama, bu uğurda derisini yüzdüren Nesîmî, sonra Dadaloğlu, Şeyh Bedrettin ve Nâzım var," dedim.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.