Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Beni görünce,”Demek geldin," dedi yalnızca. Elimden tuttu.Endişeliydi hâlâ. "Gelmemeliydin.Acı çekeceksin.Ölmüşüm gibi olacak,ama ölmeyeceğim..." Bir şey söylemedim. "Anlamalısın.Çok uzak. Bu gövdeyi oraya taşıyamam.Çok ağır." Bir şey söylemedim. "Atılmış,eski bir deniz kabuğu gibi olacak.Bunda üzülecek bir şey yok..." Bir şey söylemedim.
Binlerce geyik ya da binlerce kuşun beraberliği Aşk, o benim en güzel hayvanımdır En yeşil ormanların en yeşil mantığında Duyulmaz, öpülmez balığında deniz altlarının Ya da bir akşamüstü lokantası gibi Çöküp de köylülerin yorgun argın Aşk Çok belli bir dudakta iki kişi olmanın. Çok gördüm bir kadındır atlanıp gözlerinden Göz, o benim en
Reklam
YÜRÜYELİM SENİNLE İSTANBUL’DA Kırmızıyı sevdiğini bilseydim Hayallerim kıpkırmızı olurdu İstanbul hâlâ güneşin ardında Ufuklarında birkaç kere leke birkaç kan pıhtısı dudaklarında İstanbul hâlâ sevimli mi sevimli
Alev üstüne alev, duruyoruz şaşırarak; Hayatın meşalelerini yakmaktı niyetimiz, Sarıyor bizi ateşten bir deniz, hem de ne ateş! Aşk mı, nefret mi, etrafımızı kor gibi saran, Acı ve sevinç arasında dehşetle gidip gelen, Öyle ki, gizlemek için kendimizi gençliğimizin örtüsü altında, Bakışlarımızı yöneltiyoruz yeniden toprağa.
Sayfa 203 - İthaki YayıneviKitabı okuyor
+1
"Artık acı duyuyorsun, balık" dedi. "Tanrı biliyor ya, ben de."
Sayfa 40 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Sesi o kadar gür bir o kadar rahatlatıcı en çok da acı doluydu. Yüreğindeki tüm kederi bize döküyordu sanki. Deniz gibi sahiplenmek borcumuzdu....
Reklam
2224 Ey mânâ Güneşi, sen de canfeşanlık edip şu köhne âleme bir yenilik göster. 2225 İnsanın vücûduna can da, revan da gayb âleminden akar su gibi gelir. 2226 Her vakit gayb âleminden insan bedenine yeni yeni hayat ve füyûzât vârid olur. Ten cihanından da dışarıya çık emri verilir. 2227 Resûl-i Ekrem Sallallâhü Aleyhi Vesellem buyurdu ki:
Sayfa 220
Bu kadar kederli görünen biri olamazdı. Güneş ışığını içerideki derinliklere taşıyan huzmenin yarı yolunda belki de acı ve kara bir gözyaşı oluşmuştu; bir gözyaşı akmıştı; dalgalanan sular o gözyaşını kendine katmış ve durulmuştu. Bu kadar kederli görünen biri olamazdı.
Sayfa 29 - İş bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
Bütün o yıllar boyunca her gün söylediği veya gösterdiği her şeyden daha gizli bir şeyle karışmış olan yaşanmışlıktan geriye kalanların herhangi başka birinin gözleriyle görülmesi ona acı veriyordu.
Zamanı geriye alabilmek..
.. geriye dönmek isteriz, zamanın içeriğini değiştirebilmek için o zamanı yeniden yaşayabilmek isteriz, oysa biz doldururuz zamanın içini sıklıkla ve bir kez geçtikten, artık tastamam geçmiş zamana dönüştükten sonra bize nasıl bakacağı yine bize bağlıdır, buna karşın geçerken bakmayı bilmeyiz ona, neye benzeyeceğini tasavvur bile edemeyiz dolayısıyla. İstemsiz, aceleci ve yamuk yumuk parçalarla dolu sabit bir tablo olarak kalacaktır sonunda ve gözlerimizin ya da ensemiz­deki tek gözümüzün, deniz mavisi veya gece mavisi gözümüzün önüne hep bu şekilde gelecektir. .
Sayfa 405 - YKYKitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.