Erdem olanlardan kendini sorumlu tutuyor, bu yüzden kendinden nefret ediyordu. Kendisiyle kavgasını çevresiyle bağlarını kopararak içinde sürdürüyor, nefretini resimler aracılığıyla dile getiriyordu. Bu arada kendini cezalandırma yöntemi olarak bilinçle kurallara, otoriteye baş kaldırmayı seçmişti çünkü resim onun dış dünyayla tek bağlantısı, kendini ifade ettiği tek araçtı. Resim yoluyla hem iç evrenini yansıtıyor hem de kendine ceza gerekçesi yaratıyordu.
Sayfa 52
… düşle gerçek arasında sallanıp duruyordu.
Sayfa 178
Reklam
Sevme, sevilme isteği sınır tanımayan ırmaklar gibi çağıldıyordu çocuk yüreğinde.
Sayfa 138
İnanan bana, Türk halkı öyle bir halktır.Ezilmiş,cahil bırakılmış, savaşlardan ve siyasal baskılardan bunalmış olabilir.Bu yüzden umarsız,atılım yeteneğini yitirmiş,içine kapanmıştır.Ama bıçağın kemiğe dayandığı an geldiğinde silkinmesini, bambaşka bir halk olmasını çok iyi bilir.
Yaşamın bizi nerelere getirdiğini düşününce ölmek istiyorum.
Sevgimizin kaynağı gürül gürül akıyor içimizde. (…) kana kana içesiniz diye her zaman gürül gürül akacak bu tükenmeyen kaynak.
Sayfa 221
Reklam
46 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.