Daima değişen insan kalabalıkları içinde -çölde kaybolmuş bir avare yolcu gibi- yalnız yaşadım.
Sayfa 34 - İnkılap KitabeviKitabı okuyor
Anlaşılan, şikayet etmek ve kendine acındırmak insanın ezeli bir ihtiyacıydı. Yaş ve gururun hiçbir tesiri yoktu. Parmağını yakmış bir bebek için nasıl en iyi ilaç, bir anne gözünden dökülen yaşlarsa beyaz saçlı ihtiyar için de öyleydi. (Akşam Güneşi, Reşat Nuri Güntekin)
Reklam
"İnsan olmadıktan sonra ibadet etmiş neye yarar ki?"
"Dininden sana bana ne ki Doktor Bey... O, Allah ile kendi arasında bir iş..."
Posta kutumda tek bir şey bile yoktu. Telesekretere mesaj bırakan da olmamıştı. Kimsenin benimle işi yoktu. Olsun. Benim de kimseyle işim yok. Buzdolabından buz çıkarıp, büyük bir bardakta buzlu viski hazırlayarak üzerine de biraz soda ekledim. Sonra elbiselerimi çıkararak yatağa girip, yatağın baş tarafına yığılmış halde küçük yudumlarla viskimi içtim. Her an kendimden geçiverecek gibiydim, ama gün bitimindeki basit törenimi de kaçırmak istemiyordum. Ben, yatağa girişimden uyuyana kadar geçen zaman aralığını her şeyden çok severim. Bir içki kapıp yatağa girer, müzik dinler, kitap okurum. Güzel akşam güneşi ya da temiz havadan hoşlanmak gibi, ben de o anları yaşamaktan hoşlanırım.
Sayfa 88 - Doğan KitapKitabı okuyor
"Sevdiklerimiz vardır ki ayrı bulunduğumuz zamanlarda sık sık düşünürüz; ayrılığın sevgimizi artırdığını duyarız. Fakat vaktaki kavuşma zamanı gelir. Onlar yabancı bir tavırla, lakayt bir bakışla bizi karşılarlar. Anlarsınız ki sizi onlara yaklaştıran ayrılık, onları bilâkis sizden uzaklaştırmıştır."
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.