Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sosyal demokrat politikacının niye dinsel söyleme meylettiği gizemli bir şey değildir. Dindar kitlelere yaklaşmayı denemektedir. Bu eğilim yeni bir şey de değildir. Tarihsel olarak işe yaramadığı kanıtlanmışsa da sürdürülmektedir. Sosyal demokrat politikacı kitlelerin psikolojisini kulluktan yurttaşlığa yöneltebilecek bir söylem geliştirmek durumundadır. Günü kurtarayım derken yarınını yok etmektedir.
Sayfa 144 - 1. Basım: Aralık 2023 - Sia Kitap
Bazen de hayat değme edebi sembolü sollayan örnekler çıkartır karşımıza, adeta göksel bir uyarı gibi insanı etkileyebilen bir olay. Karmaşık bir sürecin damıtılıp fazlalıklarından arındırılmış ve yoğunlaşmış özü, açık seçik bir ders gibi somutlaşır gözlerimizin önünde, şaşırtıcı ve çarpıcıdır. Aslında beklenilmesi gereken bir şeydir bu olay, ama hayatın hayhuyunda bireyler unutmuşlardır, şaşırtıcı olaya giden hiç de şaşırtıcı olmayan yolları.
Sayfa 112 - 1. Basım: Aralık 2023 - Sia Kitap
Reklam
Bakın Nazım Hikmet, Süleymaniye'yi nasıl anlatıyor: "Açılan öğle güneşinin altında, Sinan'ın Süleymaniye'si bulutlara yaslanmış bir dağ gibiydi... Süleymaniye benim için Türk halk dehasının, şeriat ve softa karanlığından kurtulmuş, hesaba, maddeye, hesapla maddenin ahengine dayanan en muazzam verimlerinden biridir. Sinan'ın evi, maddenin ve aydınlığın mabedidir. Ben ne zaman Sinan'ın Süleymaniye'sini hatırlasam, Türk emekçisinin yaratıcılığına olan inancım artar. Feraha çıkarım." Bir mimari şaheser, her şeyden önce ve her şeyden sonra, fiziğin ve geometrinin güzelliğe bürünmüş halidir. Mimariden müziğe hangi sanat dalı olursa olsun, eser nasıl bir esinle yaratılırsa yaratılsın ya da seslendirilsin, yapıt esini aşar ve bambaşka kanallara uzanabilir.
Sayfa 91 - 1. Basım: Aralık 2023 - Sia Kitap
Olmayan imajların sonucu oluşan yanlış algılar, kişileri gerçeği algılamaktan alıkoyar! İşte o nedenle, dil önemlidir, sözcükler önemlidir, diyorum. İlgili resmi birimlerin ilgili kişileri, olmayan imajlara dair yanlış algılar türetecekleri yerde, toplumumuzdaki ilkelliğe yönelişi incelemelidirler. İşe, somut hayatın içinde serpilmiş Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'na bildirilen kadın cinayetlerinin sayısıyla, resmi kurum ve kişilerin kâğıt üstünde ifade ettiği femisid* sayısı arasındaki farkı soruşturmakla başlayabilirler. Resmi rakamlar gerçek rakamlardan niçin hatırı sayılır bir farkla daha küçüktür?
Sayfa 81 - 1. Basım: Aralık 2023 - Sia Kitap
Gelenekçi ataerkil anlayışta, erkeğin öfkesinin ve şiddetinin dokunulmazlığı vardır, adeta saygındır; bu şiddet, patlamaya hazır bir volkan gibi, bir doğa olayı gibi kabul edilir; yani, hem "doğal" karşılanır, hem de ondan ürkülür. Volkan püskürecekse püskürür, sorumlu sayılamaz; deprem olacaksa olur... Canınızı kurtarmak için alınacak bir tedbir var ise, o tedbirin alınması, şiddete maruz kalacak olanlardan beklenir; yani erkekten öfkesini frenlemesi beklenmez. Bu toplumsal kabul, erkekte pervasızlık yaratır.
Sayfa 75 - 1. Basım: Aralık 2023 - Sia Kitap
Kadınlık alt kültürü illa da kötü bir şey anlamına gelmez. Oyalar, yemeniler, halılar; mâniler, ninniler de bu alt kültürün ürünleridir; değerlidir. Ancak ne sanatı sürgit oya ile sınırlayabilirsiniz; ne hayatı haremlik selamlık düzeninde tutabilirsiniz. Kadınların erkek baskısından özgürleşip kendi kişiliklerini bulabilmeleri için kimi kez salt kadınlardan oluşan grupların desteğine ihtiyaç duydukları da bir gerçekliktir. Ancak burada karar verici olan birtakım siyasal/toplumsal yetkeler değil, bireylerin gereksinimleridir.
Sayfa 60 - 1. Basım: Aralık 2023 - Sia Kitap
Reklam
☆İSTANBUL SÖZLEŞMESİ☆
Türkiye, BM'nin “Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi"ne 1980'lerde imza koymuştur. Sözleşme imzacı devletlerde yasa hükmündedir. Öyledir de, acaba sözleşme hükümleri ülkemizde yeterince yerine getirilmiş midir? Türkiye, 2011'de Avrupa Konseyi'nin aile içinde ve toplumsal alanda kadınlara yönelik şiddete karşı önlemler bütünü olan "İstanbul Sözleşmesi"ne de imza koymuştur, üstelik sözleşmenin doğduğu toplantının ev sahibidir. Peki şimdi ne olmuştur da, İstanbul Sözleşmesi tu kaka ilan edilmektedir? Sözleşmede dünya kadınlarına karşı işlenen suçlar bahsinde sıralanan edimler -son iki madde dışında- ülkemizin halleri değil midir? Suçlara bir bakalım: ◉ev içi şiddet (fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik); ◉taciz amaçlı takip; ◉tecavüz dahil, cinsel şiddet; ◉cinsel taciz; ◉zorla evlendirme; ◉kadınların sünnet edilmesi; ◉kürtaja zorlama ve kısırlaştırmaya zorlama. Kadınların her geçen gün daha fazla şiddete maruz kaldığı, neredeyse her gün bir kadının cinayete kurban gittiği ülkemizdeki bu tuhaf tartışma nedir? Bu gecikmiş bir yanlış anlama mıdır, kasıtlı bir yanlış anlama numarası mıdır?
Sayfa 52 - 1. Basım: Aralık 2023 - Sia Kitap
Görüleceği üzere, "toplumsal cinsiyet" denen durum ne biyolojiyle ne doğayla, ne de bireyin iç dünyası ve kişisel mahremiyetiyle tanımlanmaktadır; tamamen toplumsal bir üretimdir ve bütün toplumsal üretimler ya da inşalar, kurgular gibi mutlak değildir, zamana ve zemine göre değişir; bireyin kendi bedeninden kaynaklanmaz, toplum tarafından ona şırınga edilir ve çoğu kez birey açısından bir baskı olarak yaşanır.
Sayfa 51 - 1. Basım: Aralık 2023 - Sia Kitap
20. yüzyıl Türkiyesinin toplumsal değişimleri kadınların yaşamlarına ve iç dünyalarına nasıl yansımıştır? Yanıtı, dönemin erkek yazarlarında boşuna aramayalım; 20. yüzyıl ortasından itibaren varlıklarını hissettiren kadın yazarların verimlerine bakmalıyız. Köy hayatında, erkeklerin baskın ama ilgisiz bakışları altında kadınların hayatı nasıl yaşadıklarını, örneğin köyden kente göçü nasıl deneyimlediklerini kavrayabilmek için de Latife Tekin'in Sevgili Arsız Ölüm'ünü beklemeliyiz.
Sayfa 46 - 1. Basım: Aralık 2023 - Sia Kitap
Bu coğrafyalarda geleneksel ahlak erkeğin onurunu kadının uçkuruna bağlamış, mülksüz erkeğin saygınlığını, yegane mülku kabul edilen kadın bedeni üzerindeki fiziksel hakimiyetiyle ölçmüştür. Mesele emekçi kadının tabi olduğu çifte sömürüden biraz daha karmaşıktır. Cinsel bir varlık olarak kadın bedeninin, erkeğin kişisel bilincinde ve bilinçaltında ve erkek egemen toplumun bir yandan âdet ve ritüel, öbür yandan argo ve küfür olarak kendini dışa vuran bastırılmış bilincinde ifade ettiği değer ve/veya değersizlikle çok fazla ilgilidir.
Sayfa 32 - 33 - 1. Basım: Aralık 2023 - Sia Kitap
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.