Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Mobbing Bank Diyor ki;
ÜLKE DE BÖLÜNMÜŞ İKİLİĞİN DOĞUŞ GÜNÜ 27 MAYIS DARBESİ Mobbing Bank Türk Fırtınası kitabı bir sır cümle ile şöyle başlar; ✓ Zulüm ilk çıktığı adrese geri döner ve başlatanı bitirir. Tek başına bir cümle olarak büyük bir mana içerdiği anlaşılmamış olabilir. Detaylarını yazayım en sonunda sırrı ve manası çok net anlaşılacaktır. Bir fitne
Gazi, maiyetindeki eğitim müfettişi Hasan Âli’ye (Yücel), “Sıfırı tarif edebilir misiniz?” diye sordu. “Sıfır işte efendimizin solunda olan bendenizim,” yanıtını verdi Hasan Âli. Maarif vekili atanması yolunda ilk adım atılmıştı ve bu görevi sırasında, Atatürk’ün dünya kültürünü Türkiye’ye taşımak idealini gerçekleştirme bakımından başka herkesi
Sayfa 544Kitabı okudu
Reklam
Türk toplumunda zenginlerin, özellikle yetimleri, fakat yetim olmayan yoksul çocukları da evlat edinip yetiştirmeleri saygıyla karşılanan bir davranıştır. Mustafa Kemal daha önce bir erkek çocuğu evlat edinmişti, ama evin içindeki varlığı bile göze çarpmıyordu. Oysa boşanmış bir erkeğin genç kızları evlat edinmesinin dedikodulara yol açması
Sayfa 508Kitabı okudu
Dünyada 300 milyondan fazla Müslüman olduğunu ve bu insanların başkalarının iradesi ve horgörüsü altında yaşadıklarını söyledi. Niçin? Çünkü aldıkları eğitim, zincirlerini kırmaya yarayan insani nitelikleri onlara kazandıramamıştı; eğitimleri ulusal değildi. Genç beyinleri ‘paslandırıcı, uyuşturucu, hayalî zevaitle’ doldurmaktan kaçınmanın ne
Sayfa 478Kitabı okudu
İlk olarak ordunun desteğini alacağından kesinlikle emin olmak zorundaydı. 2 Şubat 1924’te Kâzım Karabekir, İsmet Paşa ile Milli Müdafaa Vekili Kâzım’ın (Özalp), İzmir’deki askeri tatbikatı izlemeye gittiklerini öğrenince şaşkınlığa uğradı. Genelkurmay Başkanı Fevzi de (Çakmak) onlara katılacağından, o da gitmeye karar verdi. Mustafa Kemal
Sayfalar: 467-468-469-470-471-472Kitabı okudu
Kemalist devlet ilkeleri yavaş yavaş ortaya çıkıyordu. Ama Mustafa Kemal hâlâ İslam dinini de tasarılarına katmaya çabalıyordu. Geleneksel din okulu olan medreselere gerek olmadığı bir gerçekti. Yine İstiklâl Savaşı sırasında bir medreseye yaptığı ziyareti anlattı. Yörenin müftüsü öğrencilere Arapça öğretiyordu, ama ne kendisi ne de öğrenciler bu dili doğru düzgün biliyorlardı. “Vakıa ben Arapça bilmem,” dedi Mustafa Kemal, “Fakat Arabistan’da bulunduğum için anlayabiliyorum, müftü efendiden daha çok biliyorum Arapçayı... Arapça dilini öğrenmek için Suriye’ye Arabistan’a gönderelim, Arapça öğrensinler. Fakat bütün medreselerimizde anlamayan, anlatamayan kimselerin böyle faydasız şeylerle iştigaline mahal yoktur.” Eğer din konusundaki ders kitapları Türkçe yazılırsa Arapça öğrenmeye zaten gerek kalmayacaktı. Aslında bu konuda araştırma yapmak için insanın İngilizce, Almanca ya da Fransızca öğrenmesi gerekiyordu. “Çok iyi bilelim ki bizim dinimizi bizden daha çok tetkik eden onlardı (yabancılar).” Dini inkâr edenlerin bile bir dini vardır. “Dinsiz kimse olmaz. Bu genelleme içinde şu din veya bu din demek doğru değildir.” İslam ise bütün dinlerin en olgunu, en mantıklısıdır ve bilgi peşinde koşanların davranış biçimini saptar: bu nedenle din dersi kız ve erkek öğrencilerin birlikte okuyacakları tedrisatın bir bölümü olmalıdır. Resmî dini olan çoğu Avrupa ülkesinde eğitim sistemi bu biçimdeydi. Ama yine de Fransızların devrimci ilkeleri, Mustafa Kemal’in ruhuna daha yakın geliyordu.
Sayfa 436Kitabı okudu
Reklam
Arkadaşlarının çoğu gibi Mustafa Kemal de başkentin sunduğu eğlencelere kayıtsız kalmıyordu. Daha önceleri Selanik’teki kahvelere de gitmişti ve ne kendisi ne de arkadaşları İslam’ın koyduğu alkol yasağına aldırış ediyordu. Diğer Akdeniz ülkelerinde olduğu gibi içkinin ve zamparalığın delikanlılığın bir parçası olduğuna, zamanı gelince aile tarafından seçilen ya da en azından onaylanan bakire bir kızla evlenileceğine inanılıyordu. Geleneksel Müslüman toplumunda erken yaşta evlenmek alışkanlığı vardı ama yeni öğretilerin sonucunda erkekler için eğitim ve belirli bir mesleğe başlamak önde geliyordu. Mustafa Kemal her ikisini bir arada yürütmeden önce, dinsel kaygılardan rahatsız olmadan gençliğinin tadını çıkardı. Annesi çok dindar olduğundan yıllarca dinin emrettiklerinin uygulandığı bir evde yaşamış, sofuluk dilini kullanmayı öğrenmişti. İslamiyetin resmî Sünnî âyinlerini yerine getirdiği gibi tatillerinde gittiği Selanik’te Mevlevi dervişlerinin törenlerini izlemiş ve hatta aralarına katılarak ‘Hu!’ çekmişti. Ama aynı tatil süresince dans dersleri almış ve vals yapmasını öğrenmişti. Eğer gerçekten dervişlerin törenlerine katıldıysa bile, bu deneyimden fazla etkilendiği söylenemez.
Tarla da İzi Olmayanın Harmanda Yüzü Olmaz (Gülmez)
Muhteşem atasözlerimiz var biz Türklerin. Gücünü yaşamdan alan gücünü yine yaşama veren. Tarlada izi olmayanın harmanda yüzü olmaz (gülmez) diye. Miting meydanlarına insanları zorla ya da para karşılığı toplayarak ve algı operasyonu aracı görsel medya ile bunu satarak bir müddet tarlada izin var yanılgısı iş görebilir. Nereye
Laiklik
Laiklik, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması, din ve vicdan özgürlüğünün devlet tarafından güvence altına alınmasıdır. Laik devlette, kişiler ibadet özgürlüğü ne sahiptirler. Bir din ve mezhep mensuplarının, başka din ve mezhep mensuplarına karşı baskısını önlemek, lâik devletin görevidir. Laik sistemde, yönetim, eğitim ve hukuk kurumları dinî esaslara dayandırılmaz. Atatürk'ün gerçekleştirdiği inkılâplar içinde laikliğin büyük bir yeri vardır. Läiklik, Türk Ulusu'nun maddî, manevî ve fikrî yapısını modern medeniyet düzeyine ulaştırmaya yöneliktir.
Sayfa 108Kitabı okudu
HARF DEVRİMİNİN 88. YILI
Harf Devrimi'nin hedefi, okuyup yazmayı kolaylaştırmak, yaymak, modern eğitim ve öğretimin gerçekleşmesini sağlamaktı.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.