Atsız'ın Başbakan Saraçoğlu'na mektubu, Sabahattin Ali'ye hakaretle doluydu. Bu nedenle Sabahattin Ali, biraz da Millî Eğitim Bakanı Hasan Ali'nin etkisiyle Atsız aleyhine hakaret dâvası açtı. Bu dava, gençleri açıkça iki kampa ayırdı. Bir yanda fikir özgürlüğünü ve Atatürk ilkelerini savunanlar Hasan Ali Yücel'i ve Sabahattin Ali'yi savunuyor, alkışlıyor; öte yanda kendilerine ırkçı, Turancı denen ve Alman Faşizmini alkışlayanları tutanlar büyük gürültüler koparıyorlardı. Sabahattin Ali, bu keskin ayırımlı ortam içinde bir hayli tedirgindi. Ama duruşmada cesur konuşuyor, Atsız'ın kimliğini belirtmek için şöyle diyordu: «Her yazısında muhakkak surete memlekette mevki ve şöhret sahibi olmuş kimselere tecavüzü itiyad edindiği ve bunu bir şöhret vesilesi saydığını bildiğim suçluya kendi üslübu ile cevap vererek arzusuna hizmet etmeğe ne vaktim, ne de vaziyetim müsaitti… Suçlu herkese hakareti itiyad edinmiş biridir. Bu cür'eti günden güne artarak devam edip gitmektedir.» (26 Nisan 1944)
Mobbing Bank Diyor ki;
Gerçek Tarih Bir Laboratuvardır Türk ulusunun en önemli sorunlarından birisi de Araplaşmış Türklerdir. Bunun sebebi din emperyalizmidir. Dünyanın hiçbir ülkesinde ve toplumunda içi bizim kadar karışık ve ihanetin aleni yapılabildiği bir başka ülke yoktur. Yasayla yabancıya toprak, mülk maden ruhsatları ve vatandaşlık bile satar hale
İkinci Adam YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Atatürk devrimlerinin iki temel taşı, laisizm ve eğitim birliğidir. Millet bütün dünya işlerinde ne şeriat ne de herhangi bir ideoloji baskısı altında olmayarak, yalnız günün şartları içinde kendisi için en yaralıyı düşünerek karar verir ."Öz Atatürkçülük" budur.
Sayfa 21 - Pozitif Yayınları
Ziya Gökalp
Osmanlıların eğitim yoluyla çeşitli unsurlardan yeni bir millet yarattıklarını belirterek "Osmanlılar artık Türk değildir" demiştir. Gökalp'e göre Osmanlı'da hakim unsur Türkler değil Osmanlılar olduğu için Türkçenin üstünde bir de Osmanlı dili kurulmuştur. Osmanlılar kendilerine Türk demedikleri gibi dillerine de Türkçe dememiştir.
Sayfa 168 - İnkılap Kitabevi Yayınları
“Efes Tarlası Yaşam Köyü” ve Köy Enstitülerinin Modern bir örneği
Projesi tamamen belediyenin öz kaynaklarıyla yaklaşık iki yılda tamamlayarak hizmete açılan ve Yıllar önce ilçede açılan meyve işleme, paketleme ve soğuk hava deposunun çiftçilerin ürünü üzerindeki katma değeri daha da ileriye, gelecek kuşaklara aşıyacak bir adım atılmış oldu. Tohum merkezi, tarım müzesi, toprak okulu, toprak kütüphanesi, Erası ve üretici pazarıyla bütüncül bir proje olarak yaşama geçirilen es Tarlası Yaşam Köyü birçok belediye için örnek bir model olacak telikte. Köy Enstitüsü ruhu ile yaşama geçirilen proje sadece bir tarim projesi değil. Tarım, eğitim, üretim, dayanışma, pazarlama, tanıtım, agro izm, tarih, geçmişten geleceğe tarım kültürünü yansıtan müzesiyle kapsamlı bir proje. Mustafa Kemal Atatürk'ün "Köylülerin gözleriyle görebilecekleri, çalışmaları için örnek tutacakları, verimli, modern, uygulamalı tarım kezleri kurmak gerekir" sözünden yola çıkılarak kurulan Efes Tarlası Yaşam Köyü sadece Selçuk'a değil, Izmir ve ülke tarımına ve eğiti büyük katkılar sağlayacaktır.
Batılaşma 1908 Jön Türk Devrimi ile Kurtuluş savaşı sırasında, seçkin zümre arasında kökleşmiş bir gelenek, vazgeçilmez bir ideal, bir kurtuluş simgesi halini aldı. Eğer Türkiye, kendi kimliğini ve milli kültürünü geliştirerek modern dünyada bağımsız bir devlet olarak ortaya çıktıysa, bu başlıca eğitim, gazete ve bu kuşak içinde sivrilen aydın liderlerin çabaları sayesinde olmuştur.
Sayfa 198 - Kronik KitapKitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.