Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bilim ve Akıl
Atatürk, tüm yaşam için, her şey için, en gerçek yol gösterici olarak bilimi kabul etmiştir Bilim en gerçek yol gösterici olarak seçilince, pozitivist bir yaklaşım ortaya çıkmaktadır. Bilim temel alınınca, dine dayalı eski devlet düzeni reddediliyor ve akla dayalı bir cumhuriyet rejimi benimseniyordu. Atatürk'ün akılcılığı sadece devlet
Türkiye'yi Atatürk'ten sonra yöneten siyasal elit dış Türklerle ilgilenmeyi terörist faaliyet olarak görürken, Türklüğün ayrılmaz bir parçası olan İran ve Irak Kürtlüğünü bölge dışı güçlerin insafına terk etmiştir. Böylece, tutarlı bir teorik çerçeve olmayınca, Türkiye içinde PKK gibi örgütlerin çıkması da engellenememiştir. Fakat, unutlmamalıdır ki, kendisinden sonra gelenlerin gafleti/ihaneti ne kadar büyük olur ise olsun Atatürk'ün attığı temel güçlü olduğu için 1974'te Kıbrıs Barış Harekatı nedeniyle Lice askerlik şubesinin önünde yüzlerce insan askere gitmek için silâhları ile sıraya girmiş, Gaziantep'te tek varlığı olan atlı arabası bir tankın altında kalınca kendisine atın ve arabanın parası ödenmek istenen yaşlı Kürt amca bir yandan ağlarken bir yandan da tankçı üsteğmene "Sen savaşa giderken, atımı ezdin diye bana para vermeye çalışıyorsun, ben bu kadar alçak mıyım ki bu parayı vermeye çalışıyorsun?" diye Kürtçe bağırmıştır. 1975-1980 arasında Mamak'ta ülkücü arkadaşlarını ziyaret eden ülkücüler arkadaşlarını anneleri ile Kürtçe konuşurken az mı duymuşlardır?
Reklam
Tam bağımsızlık demek, elbette siyaset, maliye, ekonomi, adalet, askerlik, kültür gibi her alanda tam bağımsızlık ve özgürlük demektir. Bu saydıklarımın herhangi birinde bağımsızlıktan yoksunluk, ulus ve yurdun gerçek anlamıyla bütün bağımsızlığından yoksunluğu demektir.
Atatürk'ün doğumunun 100. yılında anıtkabire yapılan eklemelere dair..
Yüzüncü yıl etkinlikleri sırasında Anıtkabir'e yapılan eklemelerden bir diğeri de abidenin üzerinde Atatürk'ten daha fazla alıntı eklenmesiydi. İlk olarak şeref holünün soldaki girişine Atatürk'ün 29 Ekim 1938 tarihli orduya hitabesi yazıldı. Atatürk bu söylevden 12 gün sonra öldüğünden, bu onun halka seslendiği en son
Sayfa 155Kitabı okudu
Tam bağımsızlık demek, elbette siyaset, maliye, ekonomi, adalet, askerlik, kültür gibi her alanda tam bağımsızlık ve özgürlük demektir. Bu saydıklarımın herhangi birinde bağımsızlıktan yoksunluk, ulus ve yurdun gerçek anlamıyla bütün bağımsızlığından yoksunluğu demektir.
2. ABDÜLHAMİD VE SONRASINDA TRABLUSGARP
Atatürk'ün doğduğu ve askerlik mesleğine girdiği dönem olan 2. Abdülhamid döneminde toprak kaybedilmedigini düşünenlerin sayısı hiç de azımsanmayacak olcudedir.
Reklam
etnografya müzesini inşa eden mimara dair..
Ankara'daki Etnografya Müzesi Mimar Arif Hikmet Koyunoğlu (1888-1982) tarafından tasarlanmış ve 1925 ile 1928 yılları arasında inşa edilmişti. Koyunoğlu İstanbul'da eğitim görmüş ve Osmanlı İmparatorluğu'nun son yıllarında mimar olmuştu. Birinci Dünya Savaşı'ndaki askerlik hizmetinin ardından Ankara'ya geçmiş, Şeriye ve Evkaf Vekaleti İnşaat ve Tamirat Heyet-i Fenniyesi ile çeşitli tarihi eser restorasyonu projelerinde çalışmıştı. Bundan birkaç sene sonra, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında, kendi mimarlık ofisini açtı; bugün "Birinci Ulusal Mimarlık" akımı olarak adlandırılan üslupta, Ankara'nın ilk kamu binalarının bazısına imzasını atacaktı. Çoğunlukla Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti arasında bir köprü kuran Koyunoğlu gibi mimarlar tarafından uygulanan bu üslup, geleneksel Osmanlı motiflerini; Beaux-Arts ekolünün simetri, eksensellik ve abidevilik gibi plan ilkelerinden derin bir biçimde etkilenmiş tasarımlara aşılamak suretiyle, mimaride Türklük kavramını temsil etme denemesiydi.
Atatürk askerlik hayatına siyaset yaparak ve isyan bastırarak başlamıştır.
Askerlik, isletin çevrilmesi değil, insanların yönlendirilmesi ve yönetilmesi sanatıdır.
Osmanlı İmparatorluk yönetimi ve ordusu Türkleşme gibi baskın bir niteliğe sahiptir... Mustafa Kemal Paşa, Fevzi Paşa ve Enver Paşa işte bu zümredendir. Bu insanlar bu dünyayı 30 yaşında öğrendiler, Suriye'de, Arabistan'da askerlik yaptılar ve ardından Balkanlar'a gittiler. Osmanlı İmparatorluğu, çökme döneminde olsa da bir değişim içerisindeydi. Öylesi bir ortamda büyük kumandanların çıkmaması mümkün değildi ve burada bir tesadüften bahsedilemez. Bu grup, monarşi ile geleceğin Cumhuriyeti arasında bir denge hesabı yaptılar ve cumhuriyet öne geçti.
935 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.