Yaratıcı ile kurulacak ontolojik bağlılık, iki kişilik bir evrenden beklendiği anda, aşk en büyük darbesini yemiştir.
İnsan benliğine sığınıp Yaratıcıdan kaçıyor; benliğinin mutlak çaresizliğiyle yüz yüze kalınca da ölümlü bir bedene demir atarak, aynen kendisi gibi zamanın etkisine maruz, aynen kendisi gibi yüzünde sivilceler çıkan, kendisi gibi saçları ağaran, hastalanan, acıkan, susayan birinde varoluş imkanı arıyordu. Aşktan umulan medet aşkın can düşmanıydı. Aşka yapılan en büyük ihanetti bu.
Reklam
Bence insan Mutlak Varlığı en iyi tanımanın bedelini ödüyor. Bu bedel, insan için hayatın zor, meşakkatli, sıkıntılı geçmesidir. Ama O'nu tanımak bu bedeli ödemeye değecek kadar güzel.
İnsan ise 'ben' diyor. Ben diyebildiği için Yaratıcının "Ben" demesini anlıyor, ki anlaması için verilmiş bir emanet ben demek.
...bağışlamak belli nesnelere duyulan nefretten vazgeçmektir.
Reklam
Bilince sahip olmanın, akla sahip olmanın, hatta muhayyileye sahip olmanın en derin duyguların meskeni bir kalbe sahip olmanın karşılığıdır acı.
Yaşamı zorlaştıran, insanın sınırlarını bilmeyen benliğidir.
Sayfa 162
İyi bir arkadaşın, sana bir varoluş bağışlamayacağını, bağışlanmış bir varoluşu ancak yansıtabileceğini bil, yeter.
Kierkegaard'ın dostuna yazdığı bir mektuptan...
Her şey bir yana, yürüme arzusunu kaybetme; ben her gün sağlığıma yürüyor ve türlü hastalıktan yürüyerek uzaklaşıyorum; kendimi en iyi düşüncelerime yürüyerek götürdüm ve şimdi insanın yürüyerek kurtulamayacağı hiçbir can sıkıcı düşünce bilmiyorum.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.