Ali Fuat Başgil :
" (...) İlahiyatçı din felsefesi, dinler tarihi ve din sosyolojisi öğrenmiş bir mütehassıs veya filozoftur fakat din adamı değildir. (...) Şurası muhakkaktır ki dünyanın hiçbir yerinde laik üniversite çatısı altındaki İlahiyat Fakültelerinde din adamı ve âlimi yetişmemiştir. "
Sayfa 510 - Dergâh Yayınları, 1. Baskı, Aralık 2023Kitabı okuyor
Kişinin kıymeti, dilinin altında ve kalemin ucunda gizlidir, onu söz ve yazı, açığa vurur. Ali Fuat Başgil
Reklam
1964 başında çıkarmaya başladığı Ötüken dergisinde Atsız din ve İslamiyet konusuna 8-10 defa temas eder. Ancak bunlar, din konusunu ve dinin milliyetçilik içindeki yerini doğrudan doğruya ele almak maksadıyla değil, yobazlıklara ve her konuda dini ileri sürenlere karşı polemik maksadıyla yazılmış satırlardır. Bu maksatla kaleme alınan ilk yazı Ali Fuat Başgil'e karşı yazılan "Uydurma Milliyetçilik" makalesidir. Başgil'in "milliyetçiliği İslâmiyet ile açıklamaya" kalkması, “şu türlü milliyetçiliğe İslâmiyet müsaade eder, bu türlüsüne etmez" şeklindeki düşünceleri üzerine Atsız şunları söyler: "Başgil'in burada İslamiyet'i ileri sürmesi de avamferiblikten ve aczin ifadesinden başka bir şey değildir. İslamiyet'in yürürlükte olmayan tarafı yalnız bu mu? Kadınları örtsene, faizi kaldırsana, Devleti şeriatla idare etsene!..." "Bunları yapmaya imkân yok. Ama İslâmiyet yaşıyor ve yaşayacak. Hayata adım uydurabildiği nispette kuvvetli olarak yaşayacak ve devlete karışmayarak yalnız fertlerin gönül ve vicdan işi olarak kalacak. Böyle olduğu halde, milliyetçilik konusuna asla karıştrılmaması gereken bir şahsî inanç meselesini, yâni 'din'i ikide bir öne sürmekle Başgil neyi kastediyor, ne demek istiyor, ne umuyor, buraları pek belli değil." (Ötüken 2, 14 Şubat 1964: 6).
ATSIZ'DA IRK-IRKÇILIK / SOYCULUK:Kimlerin Türk olduğu konusunda Atsız'ın geldiği son noktayı yukarıda belirttik. Başlangıçta Türk kökünden gelmeyenleri Türk saymayan Atsız, daha sonra Türk kökünden gelmiş kadar Türkleşmiş olanları ve başka bir ırkın şuurunu taşımayanları da Türk saymaktadır. Atsız bu konudaki fikrini örneklerle de
1964 yılında, yine Ali Fuat Başgil'e karşı yazdığı “Uydurma Milliyetçilik" başlıklı yazıda Atsız, örneklerle açıklık getirir: "Karışmada, karışanlardan hiçbirinin özelliği ötekilerden belirli bir şekilde üstün olmaz. Hepsinden bazı şeyler alınır. Dillerden üstün geleni de asliyetini kaybedip yapı değişikliğine uğrar. Fransızlar böyledir. Kelt (yâni Goluva) yığını üzerine Lâtinler (yâni Romalılar) gelip karışmış, Keltler ağzında iyice bozulup değişen Lâtinceden çıkma kaba bir dille konuşan bir halk peyda olmuş, bundan beş yüz yıl sonra da Cermenler (yâni Almanca konuşan Franklar) gelerek yeni bir karışma daha olmuş, Goluvalar zamanında kumralken, Lâtinlerle karıştığı için iyice esmerleşen halkın terkibine sarışın bir unsur daha katılmış, bunların kaynaşması da dört asır kadar sürerek, dokuzuncu asırda yeni bir millet ortaya çıkmıştır. Bu millet, adını Franklardan, dilini Lâtinlerden, mizacını da Goluvalardan alan bir topluluktur. Bu, bir karışmadır." "Eritmede ise, bir büyük yığın, küçük yığınları yutar, kendisine benzetir ve bir müddet sonra eriyenden hiçbir şey kalmaz. Çin'i ve Hindistan'ı alan Türklerin başına gelen budur..." "Örnek vermek gerekirse, şöyle diyebiliriz: Bir bardak suya iki çorba kaşığı limon suyu ile yirmi gram şeker karıştırılırsa ortaya çıkan şey ne su, ne limon, ne de şekerdir. Az çok hepsinin özelliklerini taşıyan limonatadır. Fakat bir bardak suya beş damla limon suyu veya bir gram şeker karıştırılırsa, suyun lezzeti ve mahiyeti değişmez. Terkibinde limon veya şeker olduğunu anlamak için kimya tahlili lâzımdır."
Ordinaryüsün Fahiş Yanlışları
1964 başında yayın hayatına başlayan Ötüken dergisinde de Atsız'ın birçok kalem kavgası vardır. Bunlar çoğunlukla Nurculara ve dinci yobazlara karşı yazılmıştır. İlk sayılarda Ali Fuat Başgil'e karşı da tenkit yazıları vardır. Aslında Atsız'ın Ali Fuat Başgil'e karşı ilk yazısı, 15 Ekim 1961'de yayımladığı Ordinaryüsün
Reklam
263 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.