Dünya bensiz dolu, Bulantı'daki gibi; bir camın ardında ya­şama oyunu oynuyor.
kimi kez, kısacık bir süre, bembeyaz bir an -duyarsızlık anı gibi-; unutma anı değil. ürkütüyor bu beni.
Reklam
Arzuladığım şey kendi arzumdur artık, sevilen varlıksa onun bir destekçi­sinden başka bir şey değildir.
Larousse Memento'ya göre, anne ya da babanın yası on sekiz ay sürermiş. Ancak Roland Barthes Yas Günlüğü kitabında bunun doğru olmadığını, zamanın yası hafifletmediğini, yasın bitimsiz olduğunu yazar. Barthes, yasın duygusal yönü dışında, zamanın hiçbir şeyin geçmesine yardımcı olmadığını yazar. Her zaman yas mı tutuyordum? Yas benim genel ruh halim mi olmuştu? Sadece duygusal yönü mü hafiflemişti yasın? Hep hüzünlüydüm ve şimdi de mi hüzünlüyüm? Sadece sakinken, yalnızken, kendimi kaptırmış çalışırken bu hüzün daha az acı veriyor bana. Bu yüzden sakinim, bu yüzden kendimi kaptırıp çalışıyorum, bu yüzden yalnızım.
Böyle bir aşk sürdürülemez diyorlar bana. Ama sürdürüle­bilirliği nasıl değerlendirmeli? Sürdürülebilir olan neden iyi olsun? Sürmek neden yanmaktan daha iyi olsun?
iki sözcük vardır: Pothos, burada ol­mayan varlığa duyulan istek, bir de Himeros, buradaki varlı­ğa duyulan istek, daha yakıcısı.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.