Cinsellik,insanlar tarafından rahatlıkla konuşulur hale gelmişken, ölümün, yakışıksız bir mevzu gibi görülmesi tuhafıma gitmeye başlamıştı. Ölümden bahsetmek istemez kimse. Oysa başkalaşmayan tek gerçek...
Sayfa 61 - Karina yayıneviKitabı okudu
3) Bunu öğrenen Bahadır Baykal Angara'yı zapt u rabt altına almak ister. Baykal kızını sualtı krallığının en korunaklı yeri olan Kristal Saray 'da göz hapsinde tutar.Angara, gece gündüz su tanrılarına ağlamaklı bir şekilde dua eder. Angara'nın haline acıyan Tanrılar ırmak ve nehirlere suyu bulanık hale getirmelerini emrederler. Böylece Baykal'ın güzeller güzeli kızı Angara tutsak halinden kurtulur ve kayalarla kaplı dar geçitten geçerek maşuğuna kavuşur. Çıkan gürültüden uyanan yaşlı Bahadır Baykal hemen kızının peşine düşer.
Reklam
Bunun böyle olacağı, rüyayı sana gösteren varlık tarafından da biliniyormuş anlaşılan… O senin ilahi rehberin.” “İlahi rehber mi?” “Allah’ın izni ile melekler, biz karanlığın içindeyken doğru yönde ses verip, yolumuzu aydınlatabilir. Yaradan, her dinden insana mesajlar ve melekler gönderir. Bizlere, zihnimizin ve ruhumuzun sahipsiz olmadığını hatırlatılır.” “Benim ilahi rehberim mi var?” “Evet, duyduğun ses, onun sesi. Aslında birçok insan, ‘ilahi rehberliği’ değişik yollardan alıyor ve bunun farkında olmuyor. Biz nasıl fiziksel sesleri almak için fiziksel işitme duyumuzu kullanıyorsak, rüyalarımızda sözler hâlinde gelen ilahi rehberliği almak için de ruhsal işitme duyumuzu kullanırız. Ego perdesini kaldırdıktan sonra, herkes bu rehberliği işitmeye daha yatkın hâle gelebilir.” #alıntı #demetbaykal #bakışaçısı #okuyorum #uyanışyayınevi
Serdengeçti Atsız münasebeti
Osman Yüksel, Serdengeçti dergisinde 1950 ve 1952 yıllarında Atsız'ın iki şiirini ve bir yazısını yayımlar. Ona göre, Türkiye'de ilk şuurlu, erkekçe ve Türk/çe muhalefeti başlatan Atsız ve arkadaşlarıdır. 1952 yılında yayımladığı "3 Mayıs ve Nihal Atsız" başlıklı yazısı, yıllar sonra bile 3 Mayıs olaylarına ve Atsız'a saygısının
Cemal Paşa, dikkatini Süveyş Kanalı meselesine yöneltmişti. Ancak, bu harekâttan geri döndüğünde, ihtilâlcilerin faaliyetleri yeniden uyanmış ve ülke yeniden kaynamaya başlamıştı Şerif Hüseyin, bağımsız bir Arap devleti kurmak, sınırları yeniden düzenlemek istiyordu. Genel gidişatı öğrenmek için, oğlu Şerif Faysal’ı Eylül 1914’de İstanbul’a yollamış, Padişah, Hüseyin’in ikili oyunundan haberdar olmadığından, huzura memnuniyetle kabul etmiş ve bunun üzerine Şerif Faysal Suriye’ye döndüğünde, Cemal Paşa’ya ikinci Kanal Harekâtı için binbeşyüz binek deve desteği sağlamıştı. Cemal Paşa, Şerif Hüseyin’in sözlerine inanarak ona sevincini beyan etmişti. Fakat Şerif Hüseyin, alttan alta Arap bağımsızlık hareketini gayretle destekleyen İngiltere ile görüşüyor, her Larafa haberler yolluyordu. Sonunda Suriye ve Filistin ayaklanmaya hazır hale gelmişti. Buna karşılık, Türk yönetiminin, tutuklamalar, davalar, idamlar ile yaptığı bütün denemeler boşa çıkmış ve Haziran 1914’de Mekke’de başlayan büyük ayaklanma sonunda Şerif Hüseyin, Hicaz Kıralı ilân edilerek, Osmanlı devletinden bağımsız bir Arabistan kurulmuştu.
Baykal Gölü'ne dökülen ırmaklara Baykal'ın oğulları denilmekte, Baykal'dan doğan tek nehir olan ve hırçınlığı ile bilinen Angara ise Baykal'ın kızı olarak değerlendirilmektedir. Efsaneye göre hırçın Angara'nın Baykal'dan doğduğu yerde zamanında Baykal adında bir Bahadır yaşarmış. Onun da Angara adında güzelliği dillere destan bir kızı varmış.
Reklam
42 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.