Hayatın tüm ciddiyeti özgürlüğümüzden gelir. Beslediği­miz hisler, büyüttüğümüz tutkular; düşünüp tarttığımız, yap­maya karar verdiğimiz ve icra ettiğimiz işler; kısacası bizden kaynaklanan ve bize ait olanlar: İşte hayata genelde ciddi ba­zen de dramatik bir boyut kazandıran şeyler bunlardır. Tüm bunları güldürüye çevirmek için ne gerekir? Görünürdeki özgürlüğün ardında, iplerle oynanan bir oyunun gizlendiğini ve şairin dediği gibi hepimizin “ipleri mukadderatın elinde/ basit kuklalar” olduğumuzu tasavvur etmek yeterlidir.
Sayfa 54
“Ama gülmede yine de estetik bir yan vardır çünkü gülünç, tam da birey ve toplum kendi devamını sağlama endişesinden kurtulduğunda ve kendine birer sanat eseriymiş gibi muamele etmeye başladığında doğar.”
Reklam
“Dolayısıyla gülünç, etkisini tam olarak göstermek için kalbin bir anlığına da olsa hissizleşmesini gerektirir.”
“Gülüncün doğal ortamı kayıtsızlıktır ve gülmenin en büyük düşmanı duygulardır.”
Değişmeyi bırakmak, yaşamayı bırakmak de­mektir.
Sayfa 24
Fransız filozof Henri Bergson (1859–1941), gerçekten Erken Cumhuriyet döneminin düşünce hayatı üzerinde herhalde en etkili olmuş ‘beynelmilel’ düşünürdü... Bergson pekâlâ Kemalist aydınlar arasında da ilgi görmüş, fakat muhafazakâr muhitin adeta pîri olmuştu.
Sayfa 347Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.