Sen de çürüyorsun kabul et!!!
Sinekler vücuduna, Beyaz çarşafa konuyordu. Çürüyorsun, oğlum Turgut: sinekler de kokunu aldı.
Sayfa 290Kitabı okudu
İşte ben de aynen öyleyim ölüm ejderhasının kaçınılmaz bir şekilde beni beklediğini beni parçalamaya hazır olduğunu bildiğim halde hayatın dallarına tutunuyorum ve bu azaba niye düştüğümü bir türlü aklım almıyor. Ve şimdiye kadar bana teselli vermiş olan balı emmeyi deniyorum. Ama bal bana tad vermez oldu artık; beyaz ve siyah fareler gece gündüz tutunduğum dalı kemirmekteler.
Reklam
Beyaz mantosuyla topuklarının çevresinde döndü; ilk defa gülümsedi çevresine bakarak. Sonra, sanki bir daha hiç gülümsemeyecekmiş gibi mahzunlaştı birden.
Hayatının sonuna kadar balık olarak kalacağını, dağlara hiç dönmeyeceğini söylüyordu kendi kendine..."Balık olarak kalayım daha iyi" Hiçbir zaman balık olamayacağını biliyor muydun? Isık Göl'e kadar yüzemeyeceğini beyaz gemini göremeyeceğini ve ona "Selam Beyaz Gemi ben geldim, ben!" diyemeyeceğini biliyor muydun? Çay boyunca yüzüp gittin çocuğum. Çocuk kalbinin, çocuk ruhunun bağdaşamadığı her şeyi reddettin. İşte beni teselli eden de budur. Bir şimşek gibi çaktın ve söndün. Şimşeği çaktıran göktür. Ve gök ebedidir. İşte budur beni teselli eden. Sana senin sözlerini tekrarlayarak veda ediyorum; "Merhaba Beyaz Gemi ben geldim!"
Sayfa 161Kitabı okudu
"Ene" Ana demektir. "Say" ise su, nehir anlamına gelir. Enesay "Ana Nehir" anlamına gelir.
Kont Grabbe ve kurmayları, çadırlarında toplantı üstüne top­lantı yapıyordu. Ellerinde puroları, lületaşından pipoları ve yerel zarif papirosileriyle sürekli çay içiyorlardı. Savaştan, ölümden ve yıkımdan bahseden, sürekli emirler yağdıran komutanların ara­sında emir erleri, barışı ve memleketi hatırlatan bir leitmotif olan kocaman pirinç
Reklam
1.000 öğeden 341 ile 350 arasındakiler gösteriliyor.