Koyun ve keçiden her biri yalnız bir kişi adına kurban edilir. Bir deve veya bir sığır, bir kişiden yedi kişiye kadar kimseler için kurban edilebilir. Ancak bu ortakların hepsi müslüman olup her biri kendi hissesine malik olmalı ve Allah rızası için bir ibâdet niyeti taşımalıdırlar. Ortaklar kesilen kurbandan hisselerini tartı ile ayırırlar, göz kararı ile ayıramazlar.
Sayfa 427Kitabı okudu
Tavuk, horoz ve kaz gibi evcil hayvanlar kurban olamaz. Bunları kurban niyeti ile kesmek tahrimen mekruhtur. Çünkü bunda Mecûsilere benzeyiş vardır. Etleri yenilen vahşi hayvanlar da kurban edilmez.
Sayfa 426Kitabı okudu
Reklam
Kurbanlar yalnız koyun, keçi, deve ve sığır cinsi hayvanlardan kesilebilir. Mandalar da sığır cinsindendir. Bunların erkekleri ile dişileri eşittir. Ancak koyun cinsinin erkeğini kurban etmek daha faziletlidir. Keçinin erkeği ile dişisi kıymetçe eşit olsalar, dişisini kesmek daha faziletli olur. Aynı şekilde devenin veya sığırın erkeği ile dişisi et ve kıymet bakımından eşit olsalar, dişisinin kurban edilmesi daha faziletlidir. Koyun ile keçi ya birer yaşını doldurmalı veya koyunlar yedi-sekiz aylık olduğu halde birer yaşında imiş gibi gösterişli bulunmalıdır. Deve, en az beş yaşını, sığır da en az iki yaşını bitirmiş bulunmalıdır.
Sayfa 426Kitabı okudu
İmam Malik ile İmam Şafiï'ye göre, kurban vacib değil, müekked bir sünnettir.
Sayfa 425Kitabı okudu
Kurban Bayramında ibadet niyeti ile kurban kesmek, hür, mukim (yolcu olmayan), müslim ve zengin kimseye vacibdir. Zenginden maksad, temel ihtiyaçlarından başka, artıcı olsun olmasın, en az iki yüz dirhem gümüş değerinde bir mala sahib olan, fitre vermekle yükümlü olan kimselerdir.
Sayfa 425Kitabı okudu
Ehl-i Sünnet müfessirler zincirinin belki de son temsilcisi olarak anabileceğimiz Ömer Nasuhi Bilmen'in de evrim konusundaki sunumu, onun İslâmî buyruklara muvafık olmadığını söyleyen isimler arasında anmamız icap etmektedir. O, Muvazzah İlm-i Kelâm nâm eserinde evrime dair bilgilerden hareketle nassları te'vil etmemizin neden hatalı olduğuna yönelik en başından beri vurgulamaya çalıştığımız hususu veciz bir şekilde şöyle ifade etmiştir: "İnsanoğlunun evrim teorisine uygun olarak bir takım nesil aşamalarını geçtikten sonra, biçim değiştirerek insanlığa intikal ermiş olduğu iddiası, hayal ve tahminlere dayalı, hayatın kaynağını açıklayabilecek ve temellendirebilecek özellikten mahrum bir teoriden başka bir şey değildir. Açık ve net olan dinî metinlerimiz, insanların tek bir tür olarak varlık alanına geldiğini göstermektedir. Bu sebeple kesin delil özelliği taşımayan, bilimsel bir mahiyet arz etmeyen birtakım teorilere yaslanarak dinî metinlerimizi te'vil ederek onların zahirine aykırı inançta bulunmamız caiz olamaz." Her ne kadar o bazı ifadelerinde evrimin aklen caiz olduğunu dile getirmiş olsa da şer'an caiz olmadığını özellikle vurgulamıştır. Bu ayrımı ve vurguyu dikkate almadan onun 'aklen caiz' beyânından hareketle kendisini evrimi kabul eden isimlerden biri olarak sunanlar hilaf-ı hakikat bir iddiada bulunmaktadırlar.
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.