Modernleşme aslında modernlikle belli bir ilişki kurma tarzına tekabül ediyor. Ancak modernleşme aynı zamanda modernliği Batı ile bir saymakla eşdeğer. Hatta Batı'nın yekpare bir bütün olmadığını kabul edersek, bu ilişkinin hangi Batı'yla kurulduğu daha da anlamlı bir soru haline geliyor.
(...) Bir paradoksla başlayalım. Batı'da bir modernlik inşa oluyor. Nedir bu? Aydınlanmadır, Rönesans'tır, Reform'dur. Ulus devlettir, Cumhuriyet'tir. Bin yedi yüz seksen dokuzdur. Kentleşmedir. Sınıftır. Kadındır. Modernliğin olmazsa olmazlarıdır bütün bunlar. Bu anlamda Batı'nın son üç-dört yüzyılda geçirdiği dönüşümleri indirgeyeceğiniz bir kavramdır modernlik. Bir de modernizm var bundan farklı olarak. Dar anlamda on dokuzuncu yüzyıl sonu, yirminci yüzyıl başı Batıda ortaya çıkmış avangard, sanat akımlarının genel bir adı. Plastikte Salvador Dali, müzikte Schönberg, edebiyatta Kafka. Akımlar olarak, Sürrealizm, Dadaizm, Epik Tiyatro, Atonal Müzik, Bilinçakışı Romanı. Modernizm, modern estetik avangarddır öncelikle. Modernizm, modernliğe isyan etmektir