... serçe ile yavrusu bir dala konmuş. Biraz sonra bıyıkları buz tutmuş ve gözleri soğuktan yaş içinde bir avcının yaklaştığını görmüşler. Serçe yavrusu, “Bak anne,” demiş, “ne kadar merhametli bir adam, gözleri yaş içinde.” Anne yavrusunu ses çıkarmaması için uyarmış, “Sen onun gözündeki yaşa değil, elindeki kana bak!” demiş.
Sayfa 104Kitabı okudu
Beyazlığın ve sessizliğin üzerinde ölümcül bir durgunluk vardı. En ufak bir esinti bile yoktu hiçbir şey hareket etmiyor, yaprak bile kımıldamıyordu, gözle görülen solukları buz gibi havada yavaşça yükselip asılı kalıyordu.
Reklam
Alaycılığındaki keskin dişleri aslında en çok kendine batırdığını ayırt edemeyenler,onu hiç anlamamış olanlardır ve o da bu gibileri gerçekten önemsemez.Fakat aynı aymazlık sevdiği birisinin dikkatsizligine denk düşerse,kalbi tuzla buz olur.
Uzanıverse gövdem, taşlara boydan boya; Alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi. Dalıp, sokaklar kadar esrarlı bir uykuya, Ölse, kaldırımların kara sevdalı eşi.
...yerin ruhu o kadaryalnız,okadar soğuktu ki,hüzünlü bile denemezdi ona. İçinde ufacık bir kahkaha kırıntısı vardı ama hüzünden de beter bir kahkahaydı bu;Sfenks'in tebessümü kadar donuk, buz gibi soğuk yanılmazlığın kibirli güvenini ve nemrutluğunu taşıyan bir kahkaha
Sayfa 3 - İş bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
Telâşın Mânidâr
Engin bir sigara yakıyor. Aslında karanlığa bakmaktadır. Tam bu sırada -onların- masasından bir kadın da Engin'e bakmaktadır. Bir gazetesi olduğunu söyleyen, her şeyi bir kenara bırakıp Engin'in gözlerinin içine bakan zât, bu kısa süren kritik ânı yakalıyor. Dudaklarının ince kıvrımlarla bükülüp, bir garip tebessüme kaymasını engellemiyor.
Sayfa 69 - Dergah Yayınları, HikâyeKitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.