Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Böl ve Yönet
Önceki bölümden de anlaşılacağı üzere, İngilizlerin, Hindistan'ın siyasi birliğini sağlayarak ülkeye uygun siyasi kurumlar, demokrasi ruhu, et­kin bürokrasi ve hukukun üstünlüğünü getirdiği iddialarının içi boştur. Anlattığımız hadiseler yaşanırken İngiliz sömürgeciliğinin Hindistan' a siyasi birlik kazandırmayı amaç edindiği iddiasını
BİLANÇO TABLOSU BİR MUHASEBE
Görüşlerimi toparlamaya hazırlanırken, bu bölümde birkaç noktaya temas etmek istiyorum. Öncelikle, İngilizlerin Hindistan'da yaptıkları her şeyi kötülemek gibi bir niyetim olmadığını söyleyeyim. İnsanoğlunun yaptığı her işte olduğu gibi sömürgeciliğin de olumlu ve olumsuz tarafları vardı. Hindistan'daki bütün İngiliz yetkililer Clive
Reklam
Eğitim ve İngiliz Dili
Oxford'da verdiğim konuşmanın ardından genç bir İngiliz bir İnternet sitesinde şöyle yazmıştı: "İngiltere, bağımsızlık için gerekli olan aracı Hindistan'a temin etmiştir. Modern demokrasi, bir anayasa ve insan haklarının teminat altında olduğu kendi kendini yönetme fikirlerini Hindistan'a yurtdışında tahsil görmüş
Hindistan, İngiltere'nin refahı için vazgeçilmez hale geldikçe milyonlarca Hindistanlı pekala önlenebilir kıtlıklarda, açlıktan can vermeye başlamıştı. İngiltere'nin acımasız ekonomi politikalarından ötürü İngiliz Sömürgeciliği Holocaust'u diye tabir edilebilecek olan bu durumun sonucu olarak 30 ila 35 milyon Hindistanlı açlıktan
İngiliz İdaresi, Svadeşi Hareketi ve Mahatma Gandi'nin Yükselişi
İngilizlerin bencilce hareket ettikleri doğrudur. Bununla birlikte, sömürgeciliğin bazı olumlu katkıları da yok değildir. Anarşiye benzer bir ortama hukuk ve düzen gelmiş, prenslikler arasındaki bitmeyen çatışmalar sona erdirilmiş ve daha az şiddet içeren bir siyasi rekabet ortamı oluşturulmuştur. Robert Kaplan'a göre, "Emperyalizm,
Olala olala..
Antalya’ya bir otele konferans vermek için gittim. Otele bir para yatırmışlar ki olmaz böyle bir şey. Her yer teknoloji, mermer, ortam acayip. Akşam yemeğine indim; açık büfede tek başıma atıştırıyorum. Bir garson çocuk beni kesip duruyor, öyle abartılı da yemiyorum ama yaklaştı bana: – Ağabey bir ricam olacak. – Nedir? – Açık büfeden bir tabağa dört beş parça pide koyup masanda yemeden bırakır mısın? – Niye? – Ağabey bizim yemekler kötü çıkıyor da, ben onu atacak gibi dolaba kaldırıyorum, sonra da arkadaşlarla yiyoruz! Ben çocuğun diğer siparişlerini de aldım. Koydum masaya. En son geldi, bir de tatlı siparişi verdi. İki akşam rolleri değiştik; beni görünce gelip siparişleri veriyor, ben masaya taşıyorum. Benim açımdan sakıncası yok, ülke açısından yazık. Gittiğinizde o beş yıldızlı, o binalarına süper yatırım yapılmış otellerin çalışanları güler yüzlü, efendi ise ve sistem işliyorsa bilin ki gerçek bir turizm işletmesi ve o işletmenin çalışanları eğitimden geçiyor. Personel dökülüyor, hizmet kötüyse bilin ki kara para aklamak için açılmıştır. Türk, Azerbaycan ve Rus mafyasının kara parası orada aklanıyordur, yapıldığı dönemki başbakan % 5 gizli ortağıdır, o dönemki turizm bakanı nakit komisyon almıştır. Hiç eğitim görmemiş personel de resepsiyonda turistlerle kavga eder, yüzleri asıktır, kadın müşterilere dikiz atarlar.
Reklam
_Az yemek, az uyku, az konuşmak ve herkesle düşüp kalkmamak. İşte doktora ihtiyaç olmaması için yapılması gerekenler bunlardır. _Az ye! Yedikten sonra hazmoluncaya kadar başka bir şey yeme! Zira şifa yemeğin hazmolunmasındadır. İnsanın sağlığını bozan yemek üzerine yemek yemektir. Tıp ilmi ki beyte sığdırılmıştır. Ve söylemenin güzeli de kısa
_Değişmeyen tek şey değişimdir. Heraklit _Tüm canlılar, ortak atadan geldikleri için akrabadır. İnsan ve diğer tüm memeliler, yaklaşık 150 milyon yıl önce yaşamış sivri faremsi bir canlıdan evrimleşmiştir. Memeliler, kuşlar, sürüngenler ve balıkların ortak atası 600 milyon yıl önce yaşamış su solucanlarıdır. Tüm hayvanlar ve bitkiler, yaklaşık 3
_İnsanca yaşamanın tek yolu, insanlığa düşman olan şeylerle savaşmaktır. _Kapitalist üretim biçiminin ekonomik yasalarının, sosyalist üretim biçiminin öncüsü olduğunu ve sınıf mücadelesinin kapitalist toplumsal üretimden köken aldığını ortaya koymak amacıyla siyasi ekonomi olarak kapitalizmin eleştirel bir analizidir. _Ne kadar az yer, içer,
_Marki de Sade, kendisinden başka benzeri olmayan biridir. Hayatından ibaret bu acı deneyin en belirgin çizgisi, başkalarıyla arasında hiçbir bağ kurmamış olmasıdır. Sade, doğuştan hükümlü olduğu yalnızlığına öyle keskin, öyle aşırı erotik oyunlar doldurmuştur ki, suç ortakları bile ona karşı olmuşlardır. Kendine karşı bölünmüştü ve herkese
40 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.