İlginç bilgiler
"Sultan Murat, saltanatının başlarında müzik ve şiire düşkün. Musa Çelebi adında bir genç Ermeniye duydugu aşk nedeniyle bütün kadınlarla konuşmaktan vazgeçmiş, kadınsı ve şehvetli mizacı olan biri gibi görünmüştür. Daha sonra, yeniçeriler delikanlıyı elinden zor ve tehditle alıp da gözleri önünde parça parça edince karasevdaya yakalanmıştır.
Sayfa 151Kitabı okudu
_Mustafa Kemal, bir Türk’tü; Türk olmaktan gurur duyuyor; “Türkiye Türklerindir” parolasıyla yaşıyordu. Ne Tanrı’dan, ne bir kişiden ne de kurumdan çekinmeyen, tam bir devrimciydi. Onun için resmi ya da kutsal olan hiçbir şey yoktu. Türkiye’yi Padişah’ın ehliyetsizliğinden ve despotizminden olduğu kadar, yabancıların pençelerinden kurtarmakla
Reklam
M.A. Köymen'e göre "Gerek kurdukları devletlerin sayısı, gerekse rol oynadıkları coğrafi sahaların genişliği cihetinden Tükler ile mukayese edilebilecek kadar bir kavim, tarihte gösterilemez." B. Öğel'e göre, "Türkler tarih boyunca bir çok devlet kurmuşlardır. Ancak kavmi gelenekler ile düşünceler, her kurulan yeni devlette
Toplumsal Hafıza
Yeter ki değerlerimize geç olmadan değerlerimiz elimizden gitmeden sahip çıkıp değerini bile bilelim tık yapmamız gereken benliğimizi ve var olmak sebebimizi korumaktır herkese kol kanat gererken Kendimizi de unutmamız gerekli O yüzden de toplumsal hafızamız her zaman güncel ve kim olduğumuzu hatırlamamıza hizmet etmeli Betül FIRAT
Sayfa 27 - Gülnar YayınlarıKitabı okudu
Oğuz Atay - Tutunamayanlar (Şeyh Bedrettin Destanı / Nazım Hikmet)
1. Sedirde al yeşil, dal dal Bursa ipeklisi, duvarda mavi bir bahçe gibi Kütahyalı çiniler, gümüş ibriklerde şarap, bakır lengerlerde kızarmış kuzular nar idi. Öz kardeşi Musayı ok kirişiyle boğup yani bir altın leğende kardeş kanıyla aptest alarak Çelebi Sultan Memet tahta çıkmış hünkâr idi. Çelebi hünkâr idi amma Âl Osman ülkesinde
A
abûs: somurtkan. acâfet: (a.i.) zayıflık, çelimsizlik. a'del: (a.s. âdil'den) (daha, pek, en) adaletli, çok doğru. adüvv: (a.i.c. edâdî) düşman, yağı, hasım. adüvv-i cân: can düşmanı, (bkz: adû). âfet-i âb: (su âfeti) su kızı, deniz kızı. âfûr: (a.i.) belâ kasırgası. ahceste: (f.i.) 'kapı eşiği, (bkz: âstân, atebe). âhir: (a. zf.)
Reklam
24 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.