Freud, gerçeküstücülüğün kurucuları Andre Breton ile 1921'de Viyana'da ve Salvador Dali ile 1938'de Londra'da karşılaştı. Karşılaştıklarında Dali onun portresini bile yaptı. Dali'nin Luis Buinuel'in ilk olağanüstü sinematik filmi Bir Endülüs Köpeği'nin ( Un Chien Andalou, 1928) senaryosuna katkıda bulunduğunu ve Alfred Hitchcock'un (Spellbound, 1945)1 filminin rüya sahnesinin tasarımını yaptığını burada hatırlayalım. Rüyaları temsil etmeleri nedeniyle unutulmaz olan diğer filmler arasında psikanaliz üzerine yapılmış ilk ve en iyi film olan Georg Wilhelm Pabst'ın Bir Ruhun Sırları (Secrets of a Soul, 1926) ve başrol oyuncusu yaşlı profesörün hatırlama ve kendini keşfetme yolculuğuna başlamadan önce çok rahatsız edici ve tekinsiz (unheimliche) bir rüya gördüğü Ingmar Bergman'ın Yaban Çilekleri ( Wild Strawberries, 1957) sayılabilir ...
14 Şubat 1956
Ve fırçana, onu tutan ellere canım kurban. Ama o Salvador Dalı puştunu sevemiyorum. Olunca Picasso gibi olmalı. Allah gibi herif. Olunca senin gibi olmalı. Leylâ gibi.
Sayfa 114Kitabı okudu
Reklam
“Yazarlar, iyi bir edebiyat ortaya koymaya çalışırlar. Yaratıcılıklarının bilinçsiz kaynaklarının, onları ifade etmeye ve iletmeye iten sebeplerin farkına varmak için bir çaba göstermezler. Çoğu yazma yeteneklerini kaybedeceklerinden korkar. Yapıtlarında bilinç dışındaki korkularına açıkça göndermede bulunan pek çok ressamda da benzer bir tereddüt var: Francis Bacon, Hieronymus, Bosch, Salvador Dali gibi ressamlarda ve sayısız gerçeküstücülerde gördüm bunu. Yapıtlarında gerçekten de iletişim kurmak için çaba gösterirler, ancak buna sanat diyerek çocukluklarında yaşadıklarını inkâr etmeye hizmet eden bir seviyede yaparlar.”
Ama o Salvador Dali puştunu sevemiyorum. Olunca Picasso gibi olmalı. Allah gibi herif.
Anladın mı sevgili ustam, ömrümün sebebi, bu mektubumu al eline, soruların hepsini cevaplandır. Böylelikle beni de eli ayağı düzgün bir mektuba kavuşturmuş olursun! Ama öyle yarı sayfası abstrait resim olmasın! Çanaklarına, çömleklerine eyvallah. Ve fırçana, onu tutan ellere canım kurban. Ama o Salvador Dali puştunu sevemiyorum. Olunca Picasso gibi olmalı. Allah gibi herif. Olunca senin gibi olmalı, Leylâ gibi. Korkarım, Memed’in piyanosunu da resimlerle donattın! Sahi ne âlemdesiniz Sayın Erbiller?
Celile birkaç gün içinde tüm eksiklerini giderdi. Yaşanabilir hale gelmiş evi ve çalışılabilir duruma ulaşmış atölyesinde, şöva­lesine ilk tuvalini yerleştirdi. "Beyaz bir sayfa açmak, işte tam da buna denir" diye söylendi paletine özenle seçtiği renkleri yerleştirirken. Pablo Picasso'ya, Salvador Dali'ye, Claude Monet'ye ve Vin­cent van Gogh'a ilham veren Montmartre, bakalım onu da bağrına basacak, fena halde ihtiyaç duyduğu ilhamı bahşedecek miydi?
Sayfa 245Kitabı okudu
Reklam
371 öğeden 281 ile 290 arasındakiler gösteriliyor.