Çekmecelerin birinde iki üç jilet, büyük bir makas, on tane ya da bir düzine kadar çatal bıçak; bir diğerinde, bazısı Avrupa bazısı da Brezilya sikkesi, İspanyol lirası, biraz altın ve biraz gümüş biçiminde otuz altı pound eşdeğerinde madeni para buldum. Bu parayı görünce gülümsedim: "Ah, lanet olasıca!" dedim yüksek sesle, "Ne işe yararsın ki sen? Benim gözümde hiçbir değerin yok; hayır, eğilip yerden almaya bile değmezsin; şuradaki bıçaklardan bir teki bile bu para yığınından daha değerli; seni kullanabileceğim hiçbir yer yok, o halde olduğun yerde kal ve canı hiçbir değer taşımayan bir yaratık gibi denizin dibini boyla."