“Kimseden yardım göremediği için yapayalnız ölen talihsiz gezginler de yok değildi. Örneğin bir adam çadır veya kulübesinde ölü bulundu. Yanı başındaki bir tarla çitinin üzerinde bıçağıyla kazıdığı okunaksız bir yazı vardı; büyük olasılıkla birlikte olduğu kişi kaçmış veya daha önce ölmüştü ve öbürü de onu imkânlar dâhilinde gömmüştü. Yazı şöyleydi: EY SEFALET! İKİMİZ DE ÖLECEĞİZ, EYVAHLAR OLSUN!”
"...Bütün bu olup bitenler gün geçtikçe bana, başka durumlarla kıyaslandığında benim koşullarımın sefaletten çok uzak olduğunu göstermeye başlamıştı; hele de Tanrı'nın kısmetime çıkardıklarını düşünecek olursak.Bunlar da beni insanoğlunun kendi koşullarını hiç durmadan kendilerinden iyi durumdakillerle kıyaslayıp duracağına, yakınmalarının ve söylenmelerinin önünü almak ve şükretmek için kendilerinden daha kötü koşullarda yaşayanlarla kıyaslasa,yaşam ne getirirse getirsin canının ne kadar az sıkılacağını düşünmeye yöneltti."
Sayfa 182Kitabı okudu
Reklam
Nitekim zıddıyla gözümüze sokulmadan içinde bulunduğumuz gerçek durumu asla göremiyor ,hep fazlasını istemekten sahip olduğumuzun değerini bilmeyi beceremiyoruz!
Sayfa 153Kitabı okudu
Göze geleni değerli bulmayız da ondan
“Aslında dünyada gözümüzün önünde duranların pek azını görürüz.”
Sayfa 272Kitabı okudu
“Yaşamımızın akışı içinde hep kötülükten kaçınmaya çalışıyoruz, ama bir kez pençesine düştük mü bize en büyük dehşeti yaşatıyor ve içine düştüğümüz beladan bizi çıkaracak tek araç ya da kurtuluş kapımız da yine kendisi oluyor.”
Sayfa 196Kitabı okudu
“Ah, insan korkunun pençesine düşünce ne de gülünç kararlar veriyor! Korku, insanı rahatlamak için mantığının sunacağı tüm araçlardan yoksun bırakıyor.”
Sayfa 174Kitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.